22 Aralık 2024

icraguncesi.com

İcra Hukukuna dair HERŞEY….

İHALEDE KDV ÖDEME ZAMANI

….Satış kesinleşmedenkatma değer vergisi borcunu ödeme yükümlülüğü doğmaz….

….ihalenin kesinleşmesi ile alıcının KDV ödeme yükümlülüğü doğduktan sonra ….

Hukuk Genel Kurulu 2017/1158 E. , 2021/933 K.

“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

  1. Taraflar arasındaki “şikâyet” isteminden dolayı yapılan inceleme sonunda, … Anadolu 2. İcra (Hukuk) Mahkemesince şikâyetin reddine ilişkin karar şikâyetçi üçüncü kişi tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 12. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına direnilmiştir.
  2. Direnme kararı şikâyetçi üçüncü kişi tarafından temyiz edilmiştir.
  3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

I. İNCELEME SÜRECİ
Şikâyetçi Üçüncü Kişi İstemi:

  1. Şikâyetçi üçüncü kişi şikâyet dilekçesinde; … 10. İcra Dairesinin 2014/66 Tal. sayılı dosyasında ihale konusu (9) nolu bağımsız bölümün 13.04.2015 tarihli açık artırmada kendisine ihale edildiğini, bilirkişi raporunda (kıymet takdir raporunda), satış ilanında ve şartnamede meskenin brüt 160 m2 yazılı olduğu hâlde KDV oranına esas teşkil edecek net kullanım alanının sehven yazılmadığını, meskenin net alanının 135 m2 olduğunu, KDV oranının buna göre belirlenmesi için icra dairesinde talepte bulunduğunu, ancak icra dairesince talebinin reddedildiğini ileri sürerek 28.04.2015 tarihli icra memurluk işleminin kaldırılmasına, keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle meskenin KDV’sine esas net kullanım alanının tespiti konusunda karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkeme Kararı:
  2. … Anadolu 2. İcra (Hukuk) Mahkemesinin 08.05.2015 tarihli ve 2015/285 E., 2015/333 K. sayılı kararı ile; taşınmazın ihale yolu ile satın alındığı, şikâyet konusunun ihalenin feshi sebebi olabilecek bir mesele olduğu, KDV oranının ihaleye talebi arttıracak şekilde düşürülmesi sonucunu oluşturacak nitelikteki talebin davacı (şikâyetçi) tarafından ihalenin feshi sebebi olarak ileri sürülmeyip davacının (şikâyetçinin) şikâyet yoluna başvurarak Kanunu dolandığı, ihaleye hazırlık sırasında şartnameye KDV oranı düşük yazılmış olsa belki de başka alıcılarında ihaleye katılabileceği, davacının (şikâyetçinin) ihalenin feshi yolunu kullanmayıp şikâyet yoluna başvurmasının hakkın kötüye kullanımı niteliğinde olduğu gerekçesiyle şikâyetin reddine dosya üzerinden karar verilmiştir.
    Özel Daire Bozma Kararı:
  3. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikâyetçi üçüncü kişi temyiz isteminde bulunmuştur.
  4. Yargıtay 12. Hukuk Dairesince 08.12.2015 tarihli ve 2015/17224 E., 2015/31014 K. sayılı kararı ile;

“…Şikayete konu edilen; 13/04/2015 tarihli … Anadolu 10.İcra Dairesi’nin 2014/66 Talimat sayılı dosyasında ihale ile satılan taşınmaza ilişkin, ihale alıcısı tarafından taşınmazın tapu kayıtlarındaki nitelikleri gereği belirlenen %18 KDV oranının fahiş olduğuna ve dairenin kullanım alanının 135 m² olması nedei ile KDV oranının tahakkuk ve tahsili gerektiğine dair istemin icra müdürlüğünce reddi kararına karşı icra mahkemesine başvurulduğu, mahkemece icra müdürlüğü işleminin usul ve yasaya uygun olduğu belirtilerek şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 1. maddesinde; “Türkiye’de yapılan aşağıdaki işlemler katma değer vergisine tabidir.” düzenlemesi yer almaktadır. Aynı Kanun’un 1/3-(d) bendinde, müzayede mahallerinde ve gümrük depolarında yapılan satışların katma değer vergisine tabi olduğu hükme bağlanmış olup; 15 ve 48 seri no’lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğleri’nin müzayede mahallinde yapılan satışları düzenleyen bölümünde ise; cebri icra, izaleyi şuyu, ipoteğin paraya çevrilmesi ve tasfiye gibi nedenlerle müzayede mahallerinde yapılan açık artırma, pazarlık ve diğer şekillerdeki satışların katma değer vergisine tabi olduğu açıkça belirtilmiştir. Yasa maddesi ve uygulamaya ilişkin tebliğler birlikte değerlendirildiğinde;müzayede mahallerinde yapılan aleni ve özel satışlar ile cebri satışların ticari olup olmadığına bakılmaksızın katma değer vergisine tabi olması gerekmektedir. Yüksek Mahkeme olan Danıştay’ın kararları da bu yöndedir. Uygulamada cebri icra satışlarında katma değer vergisi alınmakta olup, Katma Değer Vergisi Kanunu’nda cebri icra ile ilgili özel bir düzenleme mevcut değildir. Cebri icradaki katma değer vergisi alımı, Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 1/3-d bendi uyarınca yapılmaktadır.
Mal ve hizmetlere uygulanacak katma değer vergisi oranları, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 28. maddesine dayanılarak hazırlanan 30/12/2007 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 24/12/2007 tarih ve 2007/13033 sayılı Bakanlar Kurulunun Mal ve Hizmetlere Uygulanacak Katma Değer Vergisi Oranlarının Tespitine İlişkin Kararın birinci maddesinde belirlenmiştir. Söz konusu Bakanlar Kurulu Kararı’nın 1/1-a maddesi uyarınca; ekli (I) ve (II) sayılı listelerde yer alanlar hariç olmak üzere,vergiye tabi teslim ve hizmetler için uygulanacak katma değer vergisi oranı %18 olarak tespit edilmiş olup; anılan Karara ekli (I) sayılı listenin 11. sırasında yer alan net alanı 150 m² kadar olan konut teslimlerinde, kararın birinci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi gereğince %1 oranında katma değer vergisi alınacaktır. Net alanı 150 m² ve daha fazla olan konut teslimlerinde ise; kararın birinci maddesinin (a) bendi gereğince %18 katma değer vergisi alınacaktır.
Katma Değer Vergisi Kanunu’na göre, katma değer vergisine tabi olan müzayede mahallerinde ve gümrük depolarında yapılan satışlar, memurlukça açık artırma usulü ile yapılmaktadır. Satışın yapıldığı yer, müzayede mahalli durumundadır. Verginin alınması için, satış nerede yapılırsa yapılsın açık artırma ile yapılması yeterlidir. Satışın yapılması ile vergiyi doğuran olay meydana gelmekle, kesin satış bedeli de verginin matrahını teşkil etmektedir. Satış kesinleşmeden, katma değer vergisi borcunu ödeme yükümlülüğü doğmaz.
Somut olayda, öncelikle belirtmek gerekir ki, şikayete konu KDV miktarına esas ihale, 01/01/2013 tarihinde yürürlüğe giren 24/12/2012 tarih ve 2012/4116 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının Eki Kararın 7. maddesi ile 2007/13033 sayılı Bakanlar Kurulunun Mal ve Hizmetlere Uygulanacak Katma Değer Vergisi Oranlarının Tespitine İlişkin Kararın birinci maddesine eklenen 6. fıkranın yürürlük tarihinden sonra 13/04/2015 tarihinde yapılmış olup, ödenecek katma değer vergisi oranı da değişiklik sonrası hükümlere göre belirlenecektir.
O halde mahkemece şikayetin mahiyetine göre usulüne uygun olarak duruşma açılıp, yukarıda değinilen yasal düzenleme ve açıklamalar gözetilerek, ihalesi yapılan taşınmazın katma değer vergisine esas niteliğinin, fiili durumunun ve net kullanım alanının belirlenmesi, öte yandan, ihale konusu taşınmaz hakkında uygulanacak katma değer vergisi oranının ilgili kurumlardan sorulması, gerektiğinde keşif yapılmak ve konusunda uzman bilirkişilerden rapor alınmak suretiyle oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken; eksik inceleme ile yazılı şekilde evrak üzerinden hüküm tesisi isabetsizdir…” gerekçesi ile karar bozulmuştur.
Direnme Kararı:

  1. … Anadolu 2. İcra (Hukuk) Mahkemesinin 14.04.2016 tarihli ve 2016/182 E., 2016/331 K. sayılı kararı ile; önceki gerekçelerin yanında, mahkemece verilen aynı mahiyetteki kararın Özel Dairenin 19.11.2015 tarihli ve 2015/17086 E., 2015/28656 K. sayılı kararı ile onandığı ve karar düzeltme talebinin de reddedildiği gerekçeleri ile direnme kararı verilmiştir.
    Direnme Kararının Temyizi:
  2. Direnme kararı süresi içinde şikâyetçi üçüncü kişi tarafından temyiz edilmiştir.

II. UYUŞMAZLIK

  1. Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; satış ilanı ve şartnamede ihale konusu taşınmazın KDV oranının %18 olduğunun belirtilmiş olması karşısında, ihalenin kesinleşmesi ile alıcının KDV ödeme yükümlülüğü doğduktan sonra ihalenin yapıldığı tarih itibariyle alıcıdan alınması gereken KDV oranı ile ilgili şikâyetin ileri sürülmesinin hakkın kötüye kullanımı niteliğinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

III. GEREKÇE

  1. Öncelikle belirtmek gerekir ki; KDV ile ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, icra memur muamelesinin iptali istemine ilişkin karşı tarafı olmayan eldeki şikâyette, şikâyetçi taraf bozma kararına uyulmasını talep etse bile yerel mahkemece kamu düzenine ilişkin konularda taraf iradelerinden bağımsız şekilde direnme kararı verilmesi mümkündür.
  2. İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nun 126 ve devamı maddeleri uyarınca haczedilen veya ipotekli taşınmazlar yalnız açık artırma yolu ile satılır. Açık artırma ile satışın yapılabilmesi için, bazı hazırlıklar yapılır; bunların en önemlisi açık artırmanın ilan edilmesidir. İİK’nın 26. maddesinin son fıkrasının atfı ile uygulanması gereken aynı Kanunun 114. maddesinin 3. fıkrası uyarınca gazete ile yapılacak ilanlara satış şartnamesi eklentisiyle geçirilmeyip, satılacak şeyin cinsi, mahiyeti, önemli vasıfları, muhammen kıymeti, bulunduğu yer ve ikinci artırmanın gün ve saati, satış şartnamesinin vesair bilginin nereden ve ne suretle öğrenilebileceği, talep hâlinde ve ilanda gösterilen masrafı verilmek şartıyla şartnamenin bir örneğinin gönderilebileceği hususları yazılmakla yetinilir. İlandan başka, bir de artırma şartnamesi hazırlanır. Bu şartnameye özellikle satış ilanında gösterilmeyen ve artırmanın yapılmasına ilişkin bütün hususlar yazılır.
  3. Diğer taraftan 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 1/3-d maddesine göre müzayede mahallerinde yapılan satışlar katma değer vergisine tabidir. Bilindiği üzere, müzayede kavramı; açık artırma suretiyle yapılan satışı, satışın gerçekleştiği yer de müzayede mahalli olarak adlandırılmaktadır. İcra dairelerinde icra memurlarınca yapılan satışlar müzayede usulü ile gerçekleştirilmekte ve icra satış memurlarının satış yaptıkları yerde müzayede mahalli sayılmaktadır. Hukuki sonuçları itibariyle esasen, müzayedenin İİK hükümlerine göre yapılması, satışların özel ya da aleni artırma ile gerçekleştirilmesi durumu değiştirmez.
  4. İİK’nın 16. maddesinde öngörülen yasal sürede ilgililer tarafından icra mahkemesine şikâyet yolu ile başvurularak satış ilanının iptali istenebilir. Satış ilanı iptal edilmediği sürece herkes için kesinleşir. İhaleye katılmaya istekli olabilecek kişiler, satış ilanında belirtilen şartlara göre pey sürüp sürmeyeceklerine karar verirler. İhale bir kamu tasarrufu olup, satış ilanında ve şartnamede belirtilen şartlara göre gerçekleştirilir. Kamusal işlemin güvenilirliği de bu şekilde sağlanmış olur. Nitekim bu hususlar Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2021 tarihli ve 2017/12-365 E., 2021/437 K. sayılı kararında da benimsenmiştir.
  5. Somut olayda, ihale konusu taşınmaza ilişkin satış ilanı ve şartnamede KDV oranının %18 olarak gösterildiği, 09.02.2015 tarihli satış kararında satışa çıkarılacak mal ilanının, ilan panosu ile adliye divanhanesine asılmak ve yurt genelinde tirajı 50.000’in üzerinde yayın yapan bir gazetede yayınlattırmak suretiyle yapılmasına karar verildiği, satış ilanının 09.02.2015 tarihinde icra dairesi özel ilan tahtasında, 14.02.2015 tarihinde gazetede ve elektronik ortamda ilan edildiği, %18 olarak belirtilen KDV oranının şikâyete konu yapılmadığı, ihalede pey sürenlerin KDV oranını gözönüne alarak pey sürdükleri, taşınmazın 13.04.2015 tarihli açık artırmada şikâyetçi üçüncü kişiye ihale edildiği görülmektedir.
  6. Şu hâle göre ihale alıcısı ihale şartlarını ve icra dairesince KDV oranının %18 olarak belirlendiğini bilerek ihaleye katılmış ve pey sürmüştür. Bu durumda herkes için kesinleşmiş olan “ihale şartları” çerçevesinde yapılan ihalenin kesinleşmesinden sonra KDV oranının düzeltilmesi isteminin icra mahkemesinde şikâyet yoluyla ileri sürülemeyeceğinin kabulü gerekir.
  7. O hâlde direnme kararının yukarıda açıklanan değişik gerekçe ve nedenlerle onanması gerekmiştir.

IV. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Şikâyetçi üçüncü kişinin temyiz itirazlarının reddi ile direnme kararının değişik gerekçe ve nedenlerle ONANMASINA,
Harç peşin alındığından harç alınmasına yer olmadığına,
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’na 5311 sayılı Kanun’un 29. maddesi ile eklenen Geçici 7. maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken İİK’nın 366/III. maddesi uyarınca kararın tebliğden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 06.07.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.