Asıl borçlu hakkında takip olmadan kefilin taşınmazının satışı mümkün değildir
12. Hukuk Dairesi 2020/1125 E. , 2020/1731 K.
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Borçlu … tarafından icra mahkemesine yapılan başvuruda, 867 ve 868 parsellerdeki taşınmazlarına ilişkin 18.01.2019 tarihli ihalenin feshinin talep edildiği; ilk derece mahkemesince, istemin reddi ile birlikte borçlu aleyhine para cezasına hükmedilmesine ilişkin karara karşı istinaf yoluna başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, şikayetin reddine, toplam ihale bedeli olan 150.510,00 TL’nin %10’u oranında 15.051,00 TL para cezasının davacıdan alınmasına, karar verildiği görülmektedir.
İİK’nın 149 ve 149/b maddeleri ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takipte ipotek veren üçüncü kişi ise takip talebinin borçlu kısmında asıl borçlu ile birlikte ipotek veren üçüncü kişinin de taraf olarak gösterilmesini düzenlemektedir. Bu hükümlere göre asıl borçlu ile ipotek veren üçüncü kişi arasında şekli mecburi takip arkadaşlığı vardır.
Türk Medeni Kanunu’nun 887. maddesi gereğince; ipotekli taşınmazın maliki borçtan şahsen sorumlu değil ise de, alacaklının ödeme isteminin ona karşı etkili olması, bu istemin hem borçluya hem kendisine karşı yapılmış olmasına bağlıdır.
Somut olayda; aynı zamanda taşınmaz maliki olan borçlu kefil … hakkında 02/11/2017 tarihinde ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız icra takibi başlatılmış, takibe dayanak olarak 20/10/2015 tarihli, 4159 yevmiye nolu ipotek akit tablosu eklenmiştir.
Söz konusu ipotek senedinin incelenmesinde; muhatapların, asıl borçlu “…” ve kefil “…” olarak gösterildiği, borcun ise …’un alacaklı Sarıgöl Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifi‘nden kullanmış olduğu kredilerden kaynaklandığının açıklandığı anlaşılmaktadır.
Yukarıda özetlenen İİK’nun 149/b maddesi hükmüne göre, asıl kredi borçlusu … olduğundan asıl borçlu ile birlikte, takip sonunda kefalet borcu sebebi ile üçüncü kişinin (…) taşınmazının paraya çevrilmesi söz konusu olacağından, taşınmaz maliki yanında asıl borçlu hakkında da takip yapılması gerekir. Şu hale göre ipotek veren üçüncü kişi ile asıl borçlu arasında zorunlu takip arkadaşlığı vardır. Bu husus mahkemece re’sen göz önünde bulundurulmalıdır.
Bu durumda, asıl kredi borçlusu hakkında yapılmış bir takip bulunmadığına göre, takibe devam edilmesi ve kredi borçlarına kefil olan 3. kişiye ait taşınmazın satışı mümkün olmadığından, yapılan ihale de yok hükmündedir.
O halde, mahkemece, re’sen ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takipte, kamu düzeninden olan zorunlu takip arkadaşlığı hususu göz ardı edilerek eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nun 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nun 373/2. maddesi uyarınca, … Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 03/12/2019 tarih ve 2019/2781 E. -2019/3094 K. sayılı kararının BOZULMASINA, bozma nedenine göre borçlunun temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 24/02/2020 gününde oy birliği ile karar verildi.