AVUKATLARIN UZLAŞMA TUTANAKLARININ İLAM NİTELİĞİ
12. Hukuk Dairesi 2019/9697 E. , 2020/5366 K.
4667 sayılı Yasa’nın 23. maddesi ile eklenen Avukatlık Kanunu’nun 35/A maddesinde ise; “Avukatlar dava açılmadan veya dava açılmış olup da henüz duruşma başlamadan önce kendilerine intikal eden iş ve davalarda tarafların kendi iradeleriyle istem sonucu elde edebilecekleri konulara inhisar etmek kaydıyla, müvekkilleri ile birlikte karşı tarafı uzlaşmaya davet edebilirler. Karşı taraf bu davete icabet eder ve uzlaşma sağlanırsa, uzlaşma konusunu, yerini, tarihini, karşılıklı yerine getirmeleri gereken hususları içeren tutanak, avukatlar ile müvekkilleri tarafından birlikte imza altına alınır. Bu tutanaklar 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 38. maddesi anlamında ilam niteliğindedir” düzenlemesi yer almaktadır.
Anılan yasal düzenleme gereği, tutanağın ilam niteliğinde kabul edilebilmesi için uzlaşma konusunun açık ve net olması gerekeceği gibi, koşulsuz olması da gerekmektedir. Şarta bağlı edimler, şartın gerçekleşip gerçekleşmediği yönünden yargılamaya muhtaç olacağından bu tür edimleri içeren tutanaklar anılan madde kapsamına girmez ve ilam niteliği taşımaz
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı vekilinin icra mahkemesine başvurusunda; borçlu aleyhine Avukatlık Kanunu’nun 35/A maddesi uyarınca düzenlendiği belirtilen uzlaşma belgesine dayanarak ilamların icrası yolu ile ilamlı takip başlatılması talebinin icra müdürlüğünce uzlaşma belgesinin ilam niteliğinde olmadığı gerekçesi ile reddine ve borçlu hakkında örnek 7 ödeme emri düzenlenmesine karar verildiğini, takip dayanağı uzlaşma belgesinin Avukatlık Kanunu’nun 35/A maddesi gereğince ilam niteliğini haiz belgelerden olduğunu ileri sürerek icra müdürlüğü kararının iptaline ve takibin ilamlı icra takibi olarak devamına karar verilmesini talep ettiği, mahkemece, dayanak belgenin ilam niteliğinde olduğu gerekçesiyle şikayetin kabulüne ve borçluya icra emri gönderilmesine karar verildiği, borçlu vekilinin istinaf talebi üzerine bölge adliye mahkemesi kararı ile istinaf başvurusunun esastan reddine hükmedildiği, kararın borçlu vekili tarafından temyiz edildiği görülmektedir.
İİK’nun 38. maddesinde; “Mahkeme huzurunda yapılan sulhler, kabuller ve para borcu ikrarını havi re’sen tanzim edilen noter senetleri ve temyiz kefaletnameleri ile icra dairesindeki kefaletler, ilamların icrası hakkındaki hükümlere tabidir” düzenlemesine yer verilmiştir.
Öte yandan 4667 sayılı Yasa’nın 23. maddesi ile eklenen Avukatlık Kanunu’nun 35/A maddesinde ise; “Avukatlar dava açılmadan veya dava açılmış olup da henüz duruşma başlamadan önce kendilerine intikal eden iş ve davalarda tarafların kendi iradeleriyle istem sonucu elde edebilecekleri konulara inhisar etmek kaydıyla, müvekkilleri ile birlikte karşı tarafı uzlaşmaya davet edebilirler. Karşı taraf bu davete icabet eder ve uzlaşma sağlanırsa, uzlaşma konusunu, yerini, tarihini, karşılıklı yerine getirmeleri gereken hususları içeren tutanak, avukatlar ile müvekkilleri tarafından birlikte imza altına alınır. Bu tutanaklar 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 38. maddesi anlamında ilam niteliğindedir” düzenlemesi yer almaktadır.
Anılan yasal düzenleme gereği, tutanağın ilam niteliğinde kabul edilebilmesi için uzlaşma konusunun açık ve net olması gerekeceği gibi, koşulsuz olması da gerekmektedir. Şarta bağlı edimler, şartın gerçekleşip gerçekleşmediği yönünden yargılamaya muhtaç olacağından bu tür edimleri içeren tutanaklar anılan madde kapsamına girmez ve ilam niteliği taşımaz.
Somut olayda, takibe dayanak yapılan ve Avukatlık Kanunu’nun 35/A maddesi hükmü gereğince taraflarca imzalandığı bildirilen 01.12.2017 tarihli “ Uzlaşma Belgesi” başlığı altında düzenlenmiş olan tutanağın incelenmesinde; A bendinde kira sözleşmesinin sona ermesi halindeki tarafların hak ve yükümlülüklerinin düzenlendiği, B bendinde kira sözleşmesinin tarafların uzlaşması üzerine yenilenmesi halinde tarafların hak ve yükümlülüklerinin belirlendiği, takibe konu alacakların yer aldığı C. bendinin ise “…bu uzlaşma belgesenin imzalanması ile birlikte kiralayan İstanbul 7. İcra Müdürlüğü’nün 2017/30438 Esas sayılı dosyasından başlatmış olduğu ve kesinleşmiş olan icra takibinden aşağıda belirtilen hesap numarasına vekalet ücreti, icra masrafları ve icra dosyasına da tahsil harcının ödenmiş olması şartına bağlı olarak feragat edilecektir… icra vekalet ücreti miktarı: 80.000,00 TL icra masrafları: 28.000,00 TL…” şeklinde imza altına alındığı, dolayısıyla taraflara karşılıklı bir kısım edimler yüklendiği, taraf edimlerinin koşula bağlandığı anlaşılmaktadır.
Yukarıdaki açıklamalara göre, takibe dayanak yapılan 01.12.2017 tarihli “Uzlaşma Belgesi” başlığı altında düzenlenmiş olan bu tutanağın, ilam niteliğindeki belgeleri düzenleyen İcra İflas Kanunu’nun 38. maddesi kapsamında ilamlı takip yapılmasını sağlayacak ilam niteliğinde belge olarak kabulü mümkün olmadığından ilamlı takip yoluyla infaz kabiliyeti bulunmamaktadır.
O halde, icra müdürlüğünün 28/02/2018 tarihli kararı yerinde olup mahkemece, şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi ve bölge adliye mahkemesince de istinaf başvurusunun esastan reddi isabetsiz olmakla kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nun 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nun 373/1. maddesi uyarınca, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesinin 13/05/2019 tarih ve 2018/2735 E.-2019/1017 K. sayılı istinaf talebinin esastan reddine ilişkin kararının KALDIRILMASINA ve İstanbul 3. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 20.04.2018 tarih 2018/315 E.-2018/441 K. sayılı kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 23/06/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.