12. Hukuk Dairesi 2016/30186 E. , 2018/3657 K. TTK’nun 730/18. maddesi göndermesi ile çekler hakkında…
YARGITAY KARARLARI
12. Hukuk Dairesi 2019/6798 E. , 2019/9059 K. çek hakkında zamanaşımı süresi ibraz süresinin bitmesi…
12. Hukuk Dairesi 2019/8668 E. , 2020/4817 K. ipotek veren taşınmaz maliki üçüncü kişiye, İİK’nun…
kollektif şirketin borçlarından dolayı birinci derecede şirket sorumlu olup şirket hakkında yapılan takip semeresiz kalmadan…
T.C.YARGITAY8. Hukuk Dairesi ESAS NO : 2015/1677KARAR NO : 2017/1694 ihtiyati haciz kararı ile ilamlı…
12. Hukuk Dairesi 2016/3176 E. , 2016/17522 K. İİK’nun 53/1. maddesinde; “Terekenin borçlarından dolayı ölüm…
12. Hukuk Dairesi 2018/1698 E. , 2018/7810 K. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun “İhtiyati haczin, İİK.’nun 289….
Tebliğ tarihi itibariyle yürürlükte olan Tebligat Yönetmeliği’nin 21. maddesinde de; tüzel kişi adına, tebligatı kabul…
12. Hukuk Dairesi 2020/1631 E. , 2020/2629 K. Bir davada mahkemenin veya tarafların yapmış oldukları…
12. Hukuk Dairesi 2020/3617 E. , 2020/7563 K. İİK.nun 134/2.maddesinde ihalenin feshi nedenleri teker teker…
8. Hukuk Dairesi 2020/1303 E. , 2020/4335 K. İstihkak iddiası, tüzel kişilerde tüzel kişiyi temsile…
Aynı dilekçe ile borcun kabul edilerek hacze muvafakat edilmesi, takibin kesinleşmesi ile aynı anda olduğundan, bir diğer ifade ile takibin kesinleşmesinden sonra olmadığından geçersizdir.
kamulaştırmasız elatma ilamlarında da ilamın kesinleştiği tarihe kadar geçen dönem için ilam uyarınca yasal faiz, kesinleşme tarihi olan 01/02/2012’den sonraki dönem için ise, kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz oranının uygulanması
ihale tutanağında icra müdürünün imzası bulunmuyor ise de taraflarca tutanağın içeriği ve gerçekliği konusunda ihtilaf bulunmadığı bir başka deyişle tutanağın sahteliğinin iddia edilmediği ve tutanakta sair hiçbir eksikliğin bulunmadığının anlaşılması karşısında, ihale tutanağındaki imza eksikliğinin her zaman giderilebileceği, ihaleye duyulan güven, yapılan masraf, harcanan emek ve zaman nazara alındığında usul ekonomisi ilkesi gereğince ihalenin sırf imza eksikliği nedeniyle feshinin doğru olmadığı kabul edilerek;
Bankanın mevduat hesabı üzerinde rehin hakkı bulunduğunu ileri sürmesi ise, İİK’nin 96/1 uyarınca istihkak iddiası niteliğinde olup, icra müdürünün istihkak prosedürünü düzenleyen İİK’nin 96-97 maddelerinde yazılı kurallara göre işlem yapması gerekir.
HUMK’nun 62 ve 68., 7201 sayılı Tebligat Kanununun 11 ve Avukatlık Kanununun 41.maddeleri gereğince icra emrinin “vekile” çıkarılması gerekir. İcra emrinin asıla çıkarılması suretiyle, icra müdürünün anılan yasa hükümlerine aykırı bir işleminin mevcut bulunduğu açıktır.
Bu durumda satış bedelinin tüm icra masraflarını değil, paraya çevirme ve paylaştırma giderlerini geçmesi gerektiğinin hüküm altına alındığı görülmekle, satış talebinden ihale tarihine kadarki paraya çevirme ve paylaştırma giderlerinin hesaplamada dikkate alınması gerekmektedir. Bu durumda, satış talebi ile ihale tarihi arasındaki yediemin ücretinin menkulün paraya çevirme giderlerine dahil olduğu kabul edilerek, artırma bedelinin hesaplanmasında dikkate alınması zorunludur.
İİK.’nun 140. maddesi gereğince; “Satış tutarı bütün alacaklıların alacağını tamamen ödemeye yetmezse icra dairesi alacaklıların bir sıra cetvelini yapar.” Sıra cetvelini düzenleme yetkisi ilk haczi koyan icra dairesine aittir.
İİK’nun 100. maddesi uyarınca ise; borçluya ait paranın veya satılan malın tutarı vezneye girinceye kadar birden fazla alacaklı tarafından haciz konulması halinde anılan madde hükmü gereği icra müdürlüğünce derece kararı yapılması gerekir. Derece kararının yapılması için mutlaka satış sonucu para elde edilmesi zorunlu değildir.
HMK düzenlemesinde istinaf için 350. maddede, temyiz için de 367. maddede ayrı düzenleme bulunduğu dikkate alındığında, ilk derece mahkemesi tarafından verilen kararın istinaf edilmesi halinde borçlu tarafın teminat yatırarak İİK. 36. maddeden faydalanabileceği gibi, istinaf mahkemesi tarafından istinaf isteminin esastan reddine ilişkin kararın temyiz yolu açık olması halinde de borçlu tarafın HMK’nun 367. maddesi gereğince de bu karara karşı İİK’nun 36. maddedeki düzenleme içeriğine göre teminat yatırarak icranın geri bırakılmasını isteme hakkının bulunduğu, ilk derece mahkemesi kararının HMK’nun 367. maddesine aykırı olduğu ibarelerine yer verilmekle birlikte ilk derece mahkemesi kararının İİK.’nun 363. maddesi gereğince kesin olduğu ve istinaf yoluna başvurulmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun reddine kesin olarak karar verildiği anlaşılmıştır.