Çocuk Teslimine İlişkin Tedbir niteliğinde olan ara kararların infazı için, kesinleşme aranmaz, icra emri gönderilmesine gerek yok
Tedbir niteliğinde olan ara kararları İİK’nun 25 ve 25/a maddelerinde yazılı ilam niteliğini taşımadığından ilamlı takibe konu edilemez ise de anılan karar hükme de bağlanmış ise ilamlı takip dosyasında usul ekonomisi (6100 sayılı HMK’nun 30. maddesi) gereği tedbirin infazı da mümkün kılınmalıdır
Hukuk Dairesi 2016/20924 E. , 2016/16715 K.
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire’ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
K A R A R
Alacaklı tarafından borçlu aleyhine … 3. Aile Mahkemesi’nin … sayılı dosyasında … tarihli çocukla kişisel ilişki kurulmasına ilişkin ara kararına dayanılarak ve örnek 3 nolu icra emri düzenlenerek icra takibi yapılmıştır. Borçlu söz konusu ara kararının ilam niteliğinde olmadığını belirterek takibin iptaline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, tedbir niteliğinde “ara karar” ilam niteliği taşımadığından ilamlı takibe konulamaz ise de, anılan karar hükme de bağlanmış olduğundan usul ekonomisi gereği ilamlı takip yoluyla tedbirin infazının mümkün olduğu gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir. Borçlu vekilince hüküm, takip dayanağı ara kararı veren mahkemede yargılamanın devam ettiği ve nihai karar verilmediği belirtilerek temyiz edilmiştir. Tedbir niteliğinde olan ara kararları İİK’nun 25 ve 25/a maddelerinde yazılı ilam niteliğini taşımadığından ilamlı takibe konu edilemez ise de anılan karar hükme de bağlanmış ise ilamlı takip dosyasında usul ekonomisi (6100 sayılı HMK’nun 30. maddesi) gereği tedbirin infazı da mümkün kılınmalıdır. Somut olayda; takibe konu ara karar müşterek çocukla belirtilen şekilde şahsi ilişki tesisine dair olup, çocuk teslimine ilişkin ilamların icrası yolu ile takibe konulduğu anlaşılmaktadır. Mahkeme gerekçesinde her ne kadar ara kararın hükme bağlandığını açıklamış ise de, Dairemiz’in … tarihli geri çevirme kararı üzerine … 3. Aile Mahkemesi’nin … sayılı davanın derdest olduğu bildirilmiştir. Bu durumda takip tarihinde hükme de bağlanmadığı anlaşılan henüz ilam niteliği kazanmayan ara kararına dayalı olarak ilamlı takip başlatılamayacağı düşünülerek takibin iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde şikayetin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK’nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 29,20 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 08.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.