21 Aralık 2024

icraguncesi.com

İcra Hukukuna dair HERŞEY….

GAYRİMENKUL VEYA GEMİLERİN TAHLİYE VE TESLİMİNDE HACİZ KALDIRMA TALEBİNDE HARÇ ORANI

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi  20 . Hukuk Dairesi Dosya No:2018/1789           Karar No: 2019/1246 (Kesin)


Yukarıdaki mahal tarih ve numarası ayrıntılı olarak belirtilen İlk Derece Mahkeme kararı aleyhine süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’nun 352.maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme ve heyetçe yapılan müzakere sonunda gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul Anadolu 16. İcra Müdürlüğünün 2016/15007 takip sayılı icra dosyasından borçlu aleyhine kira bedellerini ödememesi nedeniyle icra takibi yaptıklarını, itiraz nedeniyle takibin durduğunu, açtıkları dava neticesinde tahliye kararı verildiğini, tahliye kararının tatbiki için bir yıllık kira bedelinin %2,27′ si oranında tahliye harcının ödendiğini, 26/01/2018 tarihinde borçlu şirketin adresine tahliyeye gidildiğini, tarafların kiracılık ilişkisinin devamı hususunda anlaşmaları üzerine tahliyenin gerçekleşmediğini, bu nedenle 06/03/2018 tarihli talepleri ile yatırılan harcın iadesini talep ettiklerini, icra müdürlüğünce talebin reddedildiğini, 13/03/2018 tarihli talepleri ile de doya borcu talep tarihi ile tamamen tahsil olunmadığından dosyadaki diğer hacizler baki kalmak üzere Vakiflar Bankası nezdindeki hesaplardaki blokenin kaldırılmasını talep ettiklerini bu talepelrinin de dosya alacağından kalan harcın %4,55 üzerinden ödenmesi halinde haczin fekkine karar verildiğini, bu kararın da usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek 12/03/2018 tarihli tahliye harcının iadesine yönelik ret kararının kaldırılarak peşin alınan tahliye harcının iadesine, 13/03/2018 tarihli borçlunun vakıflar bankası nezdindeki hesaplardaki haciz ve blokenin tahsil harcı ödenmesinden sonra işlem yapılmasına dair verilen kararın kaldırılarak borçlunun hesaplarındaki haciz ve blokelerin kaldırılmasını talep etmiştir.
Mahkemece İİK.nun 18/3 ve HMK 320/1 maddelerine göre, şikayet konusu işlemi yapan icra dairesinin açıklama yapmasına ve duruşma yapılmasına gerek olmadığı takdir edilerek evrak üzerinde yargılama yapılarak uyuşmazlığın çözümlendiği görülmüştür.
İlk Derece Mahkemesi gerekçeli kararında özetle: “…. 26/01/2018 tarihinde yapılan haciz sırasında alacaklı vekili ve borçlu vekilinin anlaştığı bu anlaşma gereğince borçlulardan 200.000,00 TL teminat senedinin alındığı, 80.000,00 TL icra dosyasına ödeme yapılacağı, 30.000,00 TL alacaklıya haricen ödeme yapılacağı, alacaklı vekili ve borçlu vekilinin anlaşması sebebiyle tahliye işleminin gerçekleştirilmediği, bu sebeple; icra müdürlüğünün şikayete konu kararlarında usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığından bahisle,
Şikayetin reddine..” karar verildiği görülmüştür.
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; İstanbul Anadolu 16. İcra Müdürlüğü’nün 2016/15007 takip sayılı icra dosyasından borçlu aleyhine kira bedellerini ödememesi nedeniyle icra takibi yaptıklarını, itiraz nedeniyle takibin durduğunu, açtıkları dava neticesinde tahliye kararı verildiğini, tahliye kararının tatbiki için bir yıllık kira bedelinin %2,27′ si oranında tahliye harcının ödendiğini, ancak tahliye işlemi için gidildiğinde tarafların anlaşması nedeniyle tahliye işleminden vazgeçildiğini, akabinde takip dosyasından verilen 12/03/2018 tarihli ve 13/03/2018 tarihli borçlunun Vakıflar bankasında ki hesaplarına konulan hacizlerin kaldırılmasının talep edildiğini, icra müdürlüğünün 12/03/2018 tarihli kararı ile bu işlem için %4,55 üzerinden harç alınmasına karar verdiğini, haciz sırasında borç tamamen tahsil edilmediğini ancak borçlu tarafından 80.000 TL icra dosyasına ödenip, 50.000 TL’lik menkul mal haczedildiğini, bu dosya borcunun geri kalanı için teminat alındığından diğer hacizler baki kalmak üzere Vakıflar bankası nezdinde ki hesaplardaki blokenin kaldırılmasının talep edildiğini, bu nedenle verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemece verilen kararında gerekçesinin bulunmadığını, HMK’nun 297. maddesine aykırı hüküm oluşturulduğunu, mahkemece tahliye işleminin gerçekleşip gerçekleşmediği yönünde araştırma yapılmadığını, kiracılık ilişkisinin devam ettiğini, tahliye işlemi yapılmadığından peşin alınan tahliye harcının iadesine karar verilmesi gerektiğini, Vakıflar bankası hesapları üzerindeki hacizlerin fekki için dosya alacağından kalan bakiye harç tahsilininde usul ve yasaya aykırı olduğunu, zira dosyadaki tüm hacizlerin kaldırılmasını talep etmediklerini, dosyadaki diğer hacizler nedeniyle alacağın haricen tahsil edildiği sonucunun çıkarılamayacağını beyanla istinaf başvurularının kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasını davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe; İcra takiplerinde, takip çıkış miktarı üzerinden 492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarifenin B/I- 3. fıkrasına ve takip safhasına göre tahsil harcı alınır. Ancak bu tahsil harcının doğabilmesi için takibin o safhasının yerine getirilmesi gerekir (Ödeme veya icra emrinin tebliği, haciz işleminin yapılması veya satış işleminin kesinleşmesi gibi).
492 Sayılı Harçlar Kanuna ekli I sayılı tarifenin icra iflas harçları B bölümünün I-3. maddesindeki tahsil harcının, ancak ödeme emri veya icra emri tebliğinden sonraki işlemler nedeniyle alınacağı öngörülmüştür
(1) sayılı tarifenin “I. İcra harçları başlıklı” bölümde; …
3.Değeri belli olan icra takiplerinde tahsil harcı, değer üzerinden:
f)Gayrimenkullerin ve gemilerin tahliye ve tesliminde:
aa)İcra emrinin tebliği üzerine tahliye olunduğu takdirde (Yüzde 2,27) bb)Tahliye ve teslim icra marifetiyle olduğu takdirde (Yüzde 4,55) …” harç alınacağı öngörülmüştür.
Somut olayda; alacaklının, 01/07/2014 tarihli kira sözleşmesine dayanarak ödenmeyen kira bedelleri ile taşınmazın tahliye ve teslimi talepli ilamsız takip başlattığı, borçluya 14/07/2016 tarihinde ödeme emrinin tebliğ edildiği, itiraz üzerine takibin durduğu, alacaklının açtığı dava sonucunda aldığı İstanbul Anadolu 11 İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2016/748 esas 2017/806 karar sayılı ilamı ile itirazın kaldırılması ve tahliye ilamı ile takibe devam ettiği, 26/01/2018 tarihli tahliye işlemi sırasında borçlunun ödeme taahhüdünde bulunması üzerine anlaştıkları, tahliye işleminin yapılmadığı alacaklı vekilinin 06/03/2018 tarihli talebi ile de tahliyeden vazgeçildiği beyan edilerek yatırılan harcın iadesinin talep edildiği görülmüştür.
Buna göre ödeme emrinin tebliğinden sonra ancak tahliye ve teslimden önceki dönemde alacaklı vekilince vazgeçme beyanında bulunulduğu, bu beyan doğrultusunda alacaklı tarafından 24/06/2016 tarihinde % 2,27 oranında 10.896 harç yatırıldığı görülmekle işlem yukarıda belirtilen tarifenin 3. kısmı aa) bendine uygundur.İlk Derece Mahkemesinin tahsil harcına yönelik şikayet nedeniyle verdiği kararına ilişkin olarak yapılan incelemede;
Takip dosyasının incelenmesinde 26/01/2018 tarihli tahliye işlemi sırasında borçlu tarafından borca ilişkin 80.000 TL icra dosyasına ödediği, 50.000 TL’lik menkul mal haczedildiği ve dosya borcunun geri kalanı için borçludan teminat alındığı alacaklı tarafından bu sebeple harç ödenmeksizin dosyadaki diğer hacizler baki kalmak üzere borçlunun Vakıflar bankası nezdindeki hesaplarındaki blokenin kaldırılması istemi dosya kapsamına göre alacağın haricen tahsil edildiğine karine teşkil edeceğinden, hacizlerin kaldırılması için anılan yasa hükmüne uygun olarak tahsil harcının ödenmesi zorunludur.
492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarifenin icra harçlarını düzenleyen B-1/3-a maddesine göre; ödeme, ödeme ve icra emrinin tebliğinden sonra, fakat hacizden önce yapılmışsa, ödenen paralardan % 4,55 tahsil harcı alınmaktadır.
Diğer taraftan 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 23. maddesinde; “Her ne sebep ve suretle olursa olsun, icra takibinden vazgeçildiğinin zabıtnamaye yazılması için vazgeçilen miktara ait tahsil harcının yarısı alınır. Ancak haczedilen mal satılıp paraya çevrildikten sonra vazgeçilirse tahsil harcı tam olarak alınır” hükmüne yer verilmiştir.
Bu durumda, ödeme emrinin tebliğinden ve hacizden sonra vazgeçme beyanında bulunulduğu dikkate alınarak, borçludan (492 Sayılı Harçlar Kanunu’nun 23. maddesi hükmü doğrultusunda) takip safhasına göre, %4,55 oranında tahsil harcı alınması usul ve yasaya uygundur.
O halde mahkemece, şikayetin reddine dair verilen karar usul ve yasaya uygun olup, HMK’nun 355. maddesi uyarınca resen yapılan inceleme sonucunda kararda kamu düzenine aykırılık da bulunmadığı anlaşılmakla, davacıların istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
İstanbul Anadolu 1. İcra Hukuk Mahkemesinin 07/05/2018 tarih 2018/274 esas 2018/460 karar sayılı kararına karşı davacıların istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44,40 TL istinaf karar harcından peşin alınan 35,90 TL’nin mahsubuna bakiye 8,50 TL harcın davacılardan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından, davalı lehine istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
-Davacılar tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
-Davacılar tarafından yatırılan sarf edilmeyen istinaf gider avansı artığının talep halinde davacılara iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme ve müzakere sonucunda 6763 sayılı Yasanın 4.maddesi ile değişik İİK’nun 364/1. ve HMK’nun 362 /1-a maddesi uyarınca kesin olarak oy birliği ile karar verildi.13/06/2019