Madenin işletilmesinin mallarının tek başına haczi yasaktır.
12. Hukuk Dairesi 2018/10989 E. , 2019/9675 K.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden İşleri Genel Müdürlüğü’nün 07/08/2014 tarihli cevap yazısında; borçlunun adına kayıtlı maden ruhsatları ile teminatları üzerine haciz şerhinin işlendiği belirtilmiştir. 04/09/2014 tarihinde mahallinde yapılan haciz işlemine ilişkin tutanağın kapsamına bakıldığında da, borçlu şirket temsilcisinin hacze konu aracın haczedilemeyeceğine ilişkin itirazı üzerine, alacaklının, maden işletme ruhsatına kayden haciz konulduğunu beyan ederek işletmede de bir kül halinde haczin uygulanmasını talep ettiği anlaşılmaktadır. 3213 sayılı Maden Kanunu’nun 40. maddesinin 1. fıkrası ile; madenin işletilmesi için gerekli olan ve tek başına bir değer ifade eden her türlü malın münferiden haczi yasaklanmıştır. Aynı maddenin 2. fıkrasında ise; haczi mümkün olan kıymetler belirtilmiş ve hangi durumlarda haczin yapılabileceği belirlenmiştir. Bu kapsamda, maden işletmesi için de gerekli olan …plakalı aracın haczinin, münferiden değil, Yasanın 40/2. maddesi doğrultusunda maden işletme ruhsatı ile işletme hakkının tamamının haczi kapsamında yapılmış bir haciz işlemi olduğu anlaşılmıştır.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takipte, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda; adına kayıtlı olan …plakalı aracın Maden Kanununa aykırı olarak haczedildiğini ileri sürerek haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiği, mahkemece talebin reddine karar verildiği, ilgili kararın temyizi üzerine, Dairemizin 30/03/2016 tarihli ve 2016/7091 Esas-2016/9364 Karar sayılı ilamı ile; haczedilen menkulün (kamyonet) işletme hakkı ile bir bütünlük arzedip etmediği ve münferiden haczedilmesinin mümkün olup olmadığı araştırılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile kararın bozulduğu, bozma kararına uyularak haczedilen …plakalı araç üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verildiği görülmektedir.
3213 Sayılı Maden Kanunu’nun 40. maddesinde; “Madenin işletilmesinde, gerekli olan kuyular, ocaklar ve galeriler ile makineler, binalar, yer altında ve yer üstünde kullanılan her türlü nakil vasıtaları, madenin çıkarılması, temizlenmesi, izalesi gibi cevherin kıymetlendirilmesine yarayan alet ve tesisler ve (bir) senelik işletme malzemesinin üzerine münferiden haciz veya ihtiyati tedbir konulamaz. Ancak, işletme hakkı ile bir bütün teşkil eden 1. fıkrada yazılı tesis, vasıta, alet ve malzemenin tamamı veya çıkarılmış cevherlerle bu cevherlerin bakiyeleri ve cürufu üzerine haciz ve ihtiyati tedbir konulabilir….” hükmü yer almaktadır.
Somut olayda; takibin kesinleşmesi üzerine, alacaklı vekili tarafından, borçlu şirketin maden işletme ruhsatına ve işletme hakkı ile bütünlük teşkil eden madencilik işletme tesisatına, vasıta alet ve malzemelerin tamamı üzerine ve diğer araçlar ile özellikle …plakalı araca kayden haciz konulması talep edilmiş, icra müdürlüğü tarafından da, haciz işlemleri yapılarak borçluya bu hususta İİK 103 davetiyesi gönderilmiştir.
Mahkemece haczedilen menkulün, işletme hakkı ile bir bütünlük arz edip etmediği ve münferiden haczedilmesinin mümkün olup olmadığı, mahcuz aracın işletme hakkı ile bütünlük oluşturup oluşturmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılmış, sunulan 30/06/2017 tarihli bilirkişi raporunda; bahsi geçen araç tipinin, parça nakli, ihtiyaç durumunda mazot nakli, numune nakli ve gerektiğinde insan nakli gibi işlerde kullanıldığı, işletme hakkının alınmasında araçla ilgili bildirim yapıldığına dair bir belgeye rastlanılmadığı, aracın, işletme hakkı ile bütünlük arz etmediği belirtilmiştir.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden İşleri Genel Müdürlüğü’nün 07/08/2014 tarihli cevap yazısında; borçlunun adına kayıtlı maden ruhsatları ile teminatları üzerine haciz şerhinin işlendiği belirtilmiştir. 04/09/2014 tarihinde mahallinde yapılan haciz işlemine ilişkin tutanağın kapsamına bakıldığında da, borçlu şirket temsilcisinin hacze konu aracın haczedilemeyeceğine ilişkin itirazı üzerine, alacaklının, maden işletme ruhsatına kayden haciz konulduğunu beyan ederek işletmede de bir kül halinde haczin uygulanmasını talep ettiği anlaşılmaktadır. 3213 sayılı Maden Kanunu’nun 40. maddesinin 1. fıkrası ile; madenin işletilmesi için gerekli olan ve tek başına bir değer ifade eden her türlü malın münferiden haczi yasaklanmıştır. Aynı maddenin 2. fıkrasında ise; haczi mümkün olan kıymetler belirtilmiş ve hangi durumlarda haczin yapılabileceği belirlenmiştir. Bu kapsamda, maden işletmesi için de gerekli olan …plakalı aracın haczinin, münferiden değil, Yasanın 40/2. maddesi doğrultusunda maden işletme ruhsatı ile işletme hakkının tamamının haczi kapsamında yapılmış bir haciz işlemi olduğu anlaşılmıştır.
O halde; mahkemece, Yasaya uygun şekilde haczine karar verilen …plakalı araç üzerindeki haczin kaldırılmasına yönelik talebin reddine karar verilmesi gerekirken, istemin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ: Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nin 366. ve HUMK’nin 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30/05/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.