ÖRNEK NO 10 İCRA TAKİBİNDE MİRASI REDDEN DOLAYI İTİRAZZ İCRA MAHKEMESİNE YAPILIR
Hukuk Genel Kurulu 2013/2240 E. , 2014/929 K.
Davacı- borçlular mirası redden dolayı borçlu olmadıklarını ileri sürdüklerine göre, başvuruları 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 169.maddesine dayalı borca itiraz niteliğindedir. Aynı kanunun 168/5.maddesi uyarınca borçluların, borca itirazını, ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 gün içerisinde dilekçe ile icra mahkemesine bildirmeleri gerekir.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ : İzmir 10. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 13/06/2013
NUMARASI : 2013/259-2013/418
Taraflar arasındaki “ borca itiraz nedeniyle takibin iptali ” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İzmir 10.İcra Hukuk Mahkemesince itirazın reddine dair verilen 07.11.2012 gün ve 2012/581 E. 2012/790 K. sayılı kararın temyizen incelenmesi davacı-borçlular vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 27.02.2013 tarih, 2013/287 E. 2013/6266 sayılı ilamı ile;
..Alacaklı vekili tarafından muris O…in borcu için mirasçısı sıfatı ile A.. Ö.., M.. Ö.. ve Ş. Ö..(Aksakal) hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlandığı, örnek 10 no’lu ödeme emrinin adı geçenler vekiline 16.08.2012 tarihinde tebliğ edildiği, yasal sürede itiraz edilmemesi üzerine takibin kesinleştiği görülmüştür.
Mirasçı borçlular vekili 23.08.2012 tarihinde icra mahkemesine yaptığı başvuruda, borçluların İzmir (kapatılan) 14. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011/657 Esas, 2011/609 Karar ve 2011/764 Esas ve 2011/708 Karar sayılı ilamları ile mirası reddettiklerini ileri sürerek takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Hakkında icra takibi yapılan borçlular, mirası reddettiklerini bildirerek hakkındaki takibin iptalini icra mahkemesinden isteyebilirler. Mirasçı sıfatı ile hakkında takip yapılan borçlunun bu başvurusu, İİK. nun 16.madde kapsamında şikayet olarak kabul edilmelidir. Bu konudaki şikayet ise taraf ehliyetine ilişkin olup kamu düzeni ile ilgili olduğundan, İİK. nun 16/2.maddesi uyarınca süreye de tabi değildir.
Somut olayda, borçlu mirasçıların, takip tarihinden önce muris O..Ö..in mirasını reddettikleri mahkeme kararları ile kanıtlandığına göre, mahkemece takibin iptaline karar verilmesi gerekirken istemin süresinde olmadığından bahisle reddine karar verilmesi doğru olmadığı gibi, dosya üzerinde karar verildiği ve alacaklı kendini bir vekille temsil ettirmediği halde alacaklı yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca vekalet ücretine hükmedilmesi de isabetsizdir…)
gerekçesi ile bozulmasına karar verilerek dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, takibin iptali istemine ilişkindir.
Davacı-borçlular vekili, davalı tarafından miras bırakanları Osman Örter’in düzenlediği bono nedeniyle aleyhlerine İzmir 26. İcra Müdürlüğü’nün 2012/10050 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, takip talebinde neden kendilerine karşı takip yapıldığına ilişkin bir kayıt bulunmadığını, ayrıca daha evvel mirası reddettiklerini, bu nedenle murislerinin borçlarından sorumlu olmadıklarını ileri sürerek takibin iptalini istemişlerdir.
Davalı(alacaklı), yanıt vermemiştir.
Mahkemece, davacılara kambiyo senetlerine özgü takip nedeniyle ödeme emri çıkarıldığı, en son tebligatın 16/08/2012 tarihinde borçlular vekiline tebliğ edildiği, eldeki davanın ise 23/08/2012 tarihinde açıldığı, kambiyo senetlerine karşı itirazların 5 gün içerisinde yapılması gerektiği, itirazın süresinde olmadığı gerekçesi ile evrak üzerinde itirazın reddine karar verilmiştir.
Davacılar( borçlular) vekilinin temyizi üzerine hüküm Özel Dairece, yukarıda başlık bölümünde metni aynen alınan gerekçe ile bozulmuştur.
Yerel Mahkeme, azınlık görüşündeki bir kısım gerekçeyi tekrarla itirazın süresinde olmadığı gerekçesi ile önceki kararda direnmiş; ancak bozmada değinilen davalı(alacaklı) vekili lehine vekalet ücreti hükmedilmesine ilişkin hükme direnme kararında yer vermemiştir.
Direnme kararını temyize davacı- borçlular vekili getirmiştir.
Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, davacıların(borçluların) isteminin borca itiraza mı, yoksa şikayet yolu ile takibin iptaline mi ilişkin olduğu; buna göre istemlerinin süreye tabi olup olmadığı; mahkemece takibin iptaline karar verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; alacaklı A.. M.. tarafından Bursa 9.İcra Dairesi’nin 2012/4290 Esas sayılı icra dosyası ile O..Ö.. mirasçıları denilmek suretiyle borçlular Ş..Ö..A.. A.. Ö.. ve M.. Ö.. aleyhine 23.09.2009 vade tarihli 14.000.- TL bedelli bonoya dayalı olarak 11.04.2012 tarihinde, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlatıldığı, dosyanın yetkisizlik kararı üzerine İzmir 26.İcra Dairesine gönderildiği, adı geçen icra dairesi tarafından da 09.08.2012 tarihli 10 nolu ödeme emrinin davacı-borçlular vekiline 16.08.2012 tarihinde tebliğ edildiği, 23.08.2012 tarihinde ise eldeki davanın açıldığı görülmektedir.
Davacı-borçlular aleyhinde takibe konu bononun keşidecisi olan O..Ö..n mirasçıları olarak takip yapıldığı, davacı- borçluların da takip tarihinden evvel İzmir 14.Sulh Hukuk Mahkemesince verilen 24.03.2011 Tarih, 2011/657 E. 2011/609 K. ve 05.04.2011 Tarih, 2011/764 E. 2011/708 K. sayılı ilamları ile mirası reddettiklerinden miras bırakanlarının borçlarından sorumlu olmayacaklarını, aleyhlerine takip yapılamayacağını ileri sürerek takibe karşı koydukları anlaşılmaktadır.
İmzaya itiraz dışındaki diğer (borcun mevcut olmadığı, ödendiği, ertelendiği, zamanaşımına uğradığı, takas, yetki itirazı gibi) bütün itirazlara borca itiraz denilmektedir ( İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Prof. Dr. Baki Kuru syf. 665). Davacı- borçlular mirası redden dolayı borçlu olmadıklarını ileri sürdüklerine göre, başvuruları 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 169.maddesine dayalı borca itiraz niteliğindedir. Aynı kanunun 168/5.maddesi uyarınca borçluların, borca itirazını, ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 gün içerisinde dilekçe ile icra mahkemesine bildirmeleri gerekir.
Somut olayda; davacı- borçlular vekiline ödeme emrinin 16.08.2012 tarihinde tebliğ edildiği, davanın ise 5 günlük itiraz süresi geçtikten sonra 23.08.2012 tarihinde açıldığı anlaşıldığından, yerel mahkemece itirazın reddine ilişkin olarak verilen karar yerindedir.
Hukuk Genel Kurulu görüşmeleri sırasında bir kısım üyeler tarafından, mirası ret kurumunun Türk Medeni Kanunu’nda düzenlendiğini, mirası reddin tespitine ilişkin mahkeme kararlarının varlığının ileri sürülmesinin borca itiraz sebebi kabul edilmesinin salt süresinde ileri sürülmediği için etkisiz hale getirilmesi sonucunu doğuracağı ve mirası reddeden mirasçıları kanuna aykırı olarak, borcu ödemek zorunda bırakabileceği, bu nedenle İİK’nun 16.maddesi uyarınca süresiz şikayet yolu ile ileri sürülmesi gerektiği görüşü savunulmuşsa da, yukarda açıklanan nedenlerle ve süresinde itiraz edilmeme halinde borçluların koşulları varsa menfi tespit davası açabilecekleri gerekçesi ile bu görüş Kurul çoğunluğunca benimsenmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, direnme kararı onanmalıdır.
SONUÇ : Davacılar-borçlular vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, yukarıda açıklanan nedenlerle 6217 sayılı Kanunun 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici Madde 3” atfıyla direnme kararının ONANMASINA, gerekli temyiz ilam harcı peşin
alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 19.11.2014 gününde oyçokluğu ile karar verildi.