Kat Malikleri Kurulunun aktif ve pasif dava (icra takibi) ehliyeti
12. Hukuk Dairesi 2018/14891 E. , 2018/11817 K.
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından borçlu … aleyhine başlatılan örnek 4-5 ilamlı icra takibinde; apartman yöneticisi …, sair itirazları ile birlikte ilamda taraf olmayan apartman yönetimi aleyhine başlatılan takipte kendisine ödeme emri gönderildiğini, her bir kat maliki aleyhine sorumlu olduğu pay miktarında ayrı ayrı icra takibi yapılması gerektiğini,apartman yönetiminin borçtan sorumluluğunun bulunmadığını ileri sürerek icra emrinin iptalini talep ettiği, mahkemece, her bir kat maliki aleyhine sorumlu olduğu pay miktarında ayrı ayrı icra takibi yapılması gerektiği, borçlu olarak tüzel kişiliği bulunmayan … Apartmanı Kat Malikleri Yönetim Kurulu Başkanlığına karşı ilamlı takip yapılmasının usul ve yasaya uygun bulunmadığı gerekçesi ile şikayetin kabulüne, icra emrinin iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır.
634 sayılı Yasa’nın 35. maddesinde yöneticinin görevleri ayrı ayrı gösterilmiştir. Bu görevler ana gayrimenkulün yönetimi ile ilgili olup, yönetimin gerektirdiği ortak giderleri yapmak yetkisini de içermektedir. Yönetici, yasadan aldığı temsil yetkisine dayanarak çeşitli sözleşmeler kurabilir. İşte bu sözleşmeden doğan uyuşmazlıklarda yönetici dava açabileceği gibi yöneticiye karşı da dava açılabilir. Şu hususta belirtilmelidir ki yönetici, vekaletname ile tayin edilen bir vekil gibi değildir. Yasal bir temsilci olup yetkisini yasadan almaktadır. Bu sıfatla yaptığı sözleşmeden dolayı kendisine husumet yöneltilebilir. Ayrıca kat malikinin veya Kat Malikleri Kurulunun ayrı bir tüzel kişiliğinin bulunmaması, yöneticinin özel kanundan doğan temsil yetkisini ortadan kaldırmaz. Sonuç olarak denilebilir ki, yöneticinin temsil yetkisine giren işlerden dolayı üçüncü kişilerle yaptığı sözleşmelerden doğan uyuşmazlıklarda, aktif ve pasif dava (icra takibi) ehliyeti bulunmaktadır. Aksinin benimsenmesi durumunda ise, bu kez üçüncü kişilerin yönetici ile sözleşme yapmaktan kaçınacakları ve bundan kat maliklerinin zarar görecekleri kuşkusuzdur.
Öte yandan,634 sayılı Yasa’nın 35. maddesine göre Apartman Yönetimi hakkında takip yapılabileceği gibi, aynı Kanun’un 20. maddesi uyarınca da ilama konu borcun yasal sorumlusu olan kat malikleri hakkında da takip yapılabilir. Bir diğer ifade ile alacaklının bu konuda seçimlik hakkı bulunmaktadır.
İlamlı icrada borçlu, ilam aleyhine olan yani ilama göre borçlu olan kişidir.
Somut olayda; takibe dayanak yapılan … 3. İş Mahkemesinin 07/07/2015 tarihli ve 2014/365 E. 2015/ 330 K. sayılı ilamın karar başlığında, … Apartmanı Kat malikleri Yönetim Kurulu Başkanlığının davalı olarak gösterildiği, ilam ile … Apartmanı Kat malikleri Yönetim Kurulu Başkanlığının, davacı bina görevlisi lehine hükmedilen kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve sair işçi alacaklarından sorumlu olduğuna karar verildiği, … 6. İcra Müdürlüğünün 2015/13866 esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; icra emrinde … Apartmanı Kat malikleri Yönetim Kurulu Başkanlığının borçlu olarak gösterildiği, icra dosyasından gönderilen icra emrinin borçlu … Apartmanı Kat malikleri Yönetim Kurulu Başkanlığına 21/07/2015 tarihinde, borçlu vekili Av. …’na 27/07/2015 tarihinde tebliğ edildiği görülmektedir.
O halde; takibe dayanak … 3. İş Mahkemesinin 07/07/2015 tarihli ve 2014/365 E. 2015/330 K. sayılı ilamında, … Apartmanı Kat malikleri Yönetim Kurulu Başkanlığının davalı olarak yer aldığı ve dolayısıyla icra takibinde borçlu olarak gösterilmesinde yasaya aykırılık bulunmadığından mahkemece, şikayetin reddi ile borçlunun dilekçesinde ileri sürdüğü diğer şikayetlerinin incelenerek, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile hüküm tesisi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nin 366. ve HUMK’nin 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20/11/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.