27 Temmuz 2024

icraguncesi.com

İcra Hukukuna dair HERŞEY….

5490 sayılı Nüfus Kanunu 9. maddesi uyarınca ilgisi olmayan 3. şahsın nüfus bilgileri icra dosyasında kullanılmış olması

4. Hukuk Dairesi         2013/11865 E.  ,  2013/14563 K.

davalıların birlikte kusurları ile davacıya ait nüfus bilgilerinin onun rızası dışında icra takip dosyasında kullanılmasına neden olarak davacının kişilik haklarına saldırıda bulundukları sonucuna varılarak uygun tutarda bir tazminat ödetilmesi gerekirken
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

Davacı … vekili Avukat … tarafından, davalı … vd. aleyhine 28/05/2010 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 12/02/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava kişilik haklarına saldırı nedeni ile tazminat ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, 2008 yılında… tayin olduğunu, yerleşim yeri adresini İzmir’e naklettiğini, aynı zamanda 1994 yılından beri de davalı … nin abonesi olmasından dolayı kimlik bilgilerinin davalı kurumun bilgisi dahilinde bulunduğunu, kuruma borçlu olmamasına rağmen davalı kurumun diğer davalı avukatına kimlik bilgilerini verdiğini, onunda borçlu bir abone hakkında 2007 yılında başlattığı icra takip dosyasında kendisine ait kimlik bilgilerini rızası dışında kullanarak adresine borçlunun ismi ile ödeme emri gönderdiğini, tebligatı almadığını, ne var ki kimlik bilgilerinin rızası dışında icra dosyasında kullanılmış olduğunu, adresine icra dosyasından ödeme emri çıkartılmasının toplum içindeki kariyerine zarar verdiği gibi kişilik haklarına da saldırı niteliğinde bulunduğunu iddia ederek uğradığı manevi zararın ödetilmesi isteminde bulunmuştur.
Davalılar davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır.
Mahkemece, Borçlar Kanunu’nda manevi tazminat ödetilmesi gerekli hallerin sayılı olduğu, davacının adresine onun adına olmayan bir icra tebligatı gönderilmesinin manevi tazminat ödetilmesini gerektirmediği kanaati ile davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya arasındaki bilgi ve belgelerden, davacının, davalı kurumun abonesi olduğu ancak kuruma borçlu olmadığı konusunda taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı anlaşılmaktadır. Şu durumda davalı kurumun, borçlu abonelerinin icra yolu ile takibi için kimlik bilgilerini avukatı ile paylaştığı, ancak kuruma borçlu olmayan davacının kimlik bilgilerini de davalı avukatı ile paylaşmasından dolayı onun kimlik bilgilerinin rızası dışında kullanılmasında kusuru bulunduğu sonucuna varılmalıdır. Davalı avukat, davacı ile gerçek borçlunun soy isimlerinin benzerliğinden dolayı kimlik bilgisini icra dosyasına zabıt katiplerinin hataen girmiş olabileceğini kabul etmiş ise de, 5490 sayılı Nüfus Kanunu 9. maddesi uyarınca nüfus bilgileri gizli olduğundan davacıya ait gizli nüfus bilgilerinin rızası dışında hiç ilgisi bulunmayan bir icra dosyasında kullanılmış bulunmasından dolayı kusurludur. Davacının, gizli nüfus bilgilerinin rızası dışında bir icra takip dosyasında kullanılmasından dolayı bir borç ve icra tehdidi altında olabileceği endişesi yaşadığı, kariyeri gereği bu endişenin kendisini fazlası ile rahatsız ettiği iç huzurunu kaçırdığı anlaşılmaktadır.


Şu durumda, davalıların birlikte kusurları ile davacıya ait nüfus bilgilerinin onun rızası dışında icra takip dosyasında kullanılmasına neden olarak davacının kişilik haklarına saldırıda bulundukları sonucuna varılarak uygun tutarda bir tazminat ödetilmesi gerekirken istemin tümden reddi doğru olmamış kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 19/09/2013 gününde oyçokluğuyla karar verildi.






KARŞI OY YAZISI

Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün onanması görüşünde olduğumdan sayın çoğunluğun bozma kararına katılmıyorum. 19/09/2013