27 Temmuz 2024

icraguncesi.com

İcra Hukukuna dair HERŞEY….

Asıl borçlu hakkında verilen ihtiyati tedbir kararı ipotek malikini de etkiler

12. Hukuk Dairesi         2020/521 E.  ,  2020/8105 K.

şikayetçilerin ipotekli taşınmaz maliki olduğu, takibin asıl borçlu lehine kurulan ipoteklere dayalı olarak başlatıldığı görülmüş olup asıl borçlu ile şikayetçiler arasında zorunlu takip arkadaşlığının mevcut olduğu ve asıl borçlu hakkında verilen ihtiyati tedbir kararının şikayetçileri de etkileyeceğinin kabulü gerekir.

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi



Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
İpoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan ilamlı icra takibinde, ipotekli taşınmaz maliki borçluların icra mahkemesine başvurularında, asıl borçlu şirket hakkındaki iflasın ertelenmesi davasında verilen ihtiyati tedbir kararı kapsamı ve zorunlu takip arkadaşlığı gereğince takibin iptalini talep ettikleri, ilk derece mahkemesince şikayetin reddine karar verildiği, borçlular tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun reddine, mahkeme kararının resen kaldırılması ile davanın reddine karar verildiği, kararın borçlular tarafından temyiz edildiği görülmüştür.
İİK’nun 179/b maddesi hükmü gereğince, iflasın ertelenmesi kararı üzerine borçlu aleyhine 6183 sayılı Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere, hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış takipler durur. Aynı maddenin ikinci fıkrasına göre de, erteleme sırasında taşınır, taşınmaz veya ticari işletme rehniyle temin edilmiş alacaklar nedeniyle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatılabilir veya başlamış olan takiplere devam edilebilir; ancak, bu takip nedeniyle muhafaza tedbirleri alınamaz ve rehinli malın satışı gerçekleştirilemez.
Somut olayda, … 2. Asliye Hukuk Mahkemesi (Asliye Ticaret Mah. sıfatıyla)’nin İflasın Ertelenmesi Kararının Uzatılmasına ilişkin 29/09/2016 tarih ve 2014/909 E. – 2015/1385 K. sayılı ek kararının 2. fıkrasında asıl kredi borçlusunun…. hakkında “… İİK’nun 179/b-2. Maddesi gereğince, ihtiyati tedbir kararı sonrası…menkul, gayrimenkul ve ticari işletme rehniyle temin edilmiş alacaklar nedeniyle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan veya devam eden icra takiplerinin devamına…” karar verildiği görülmektedir.
İİK’nun 149. maddesinde; “İcra müdürü, ibraz edilen akit tablosunun kayıtsız şartsız bir para borcu ikrarını ihtiva ettiğini ve alacağın muaccel olduğunu anlarsa, borçluya ve taşınmaz üçüncü şahıs tarafından rehnedilmiş veya taşınmazın mülkiyeti üçüncü şahsa geçmiş ise ayrıca bunlara birer icra emri gönderir” hükmüne yer verilmiştir. Yine İİK’nun 150/ı maddesinde “Borçlu cari hesap veya kısa orta, uzun vadeli kredi şeklinde işleyen nakdi veya gayrinakdi bir krediyi kullandıran tarafın ibraz ettiği ipotek
akit tablosu kayıtsız ve şartsız bir para borcu ikrarını ihtiva etmese dahi, krediyi kullandıran taraf …” başvurusu üzerine ve anılan maddede yazılı koşulların oluşması halinde “icra müdürünün aynı Kanunun 149. maddesi uyarınca işlem yapacağı” yazılıdır.
İİK’nun 149. maddesi içeriğinden, asıl borçlu ile ipotek veren arasında zorunlu takip arkadaşlığının bulunması nedeniyle haklarında birlikte takip yapılması gerektiği anlaşılmaktadır. Şu halde, asıl borçlu hakkında iflasın ertelenmesi davası kapsamında verilen tedbir kararının, hem söz konusu kararın niteliği gereği, hem de zorunlu takip arkadaşlığı nedeniyle ipotekli taşınmaz malikleri yönünden sonuç doğurmayacağının kabulü mümkün değildir.
Somut olayda, şikayetçilerin ipotekli taşınmaz maliki olduğu, takibin asıl borçlu lehine kurulan ipoteklere dayalı olarak başlatıldığı görülmüş olup asıl borçlu ile şikayetçiler arasında zorunlu takip arkadaşlığının mevcut olduğu ve asıl borçlu hakkında verilen ihtiyati tedbir kararının şikayetçileri de etkileyeceğinin kabulü gerekir.
O halde, Bölge Adliye Mahkemesince şikayetçiler hakkında verilmiş ihtiyati tedbir kararı bulunmadığı gerekçesi ile istemin reddine karar verilmesi doğru değil ise de; anılan tedbir kararında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatılmasına engel bir hükmün bulunmadığı anlaşıldığından bu gerekçe ile istemin reddine karar verilmesi gerekmekte olup, sonuçta istem reddedildiğinden sonucu itibariyle doğru olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanması gerekmiştir.
SONUÇ : Borçluların temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nun 370. maddesi uyarınca ONANMASINA alınması gereken 54,40 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline, 06/10/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.