27 Temmuz 2024

icraguncesi.com

İcra Hukukuna dair HERŞEY….

TAHLİYE SURETİ İLE MÜDEHALENİN MENİ

12. Hukuk Dairesi         2011/11131 E.  ,  2011/28587 K.

HUMK’nun 443/4.maddesi gereğince gayrimenkule ve buna ilişkin ayni haklara dair hükümler kesinleşmedikçe icra edilemez. Bu nedenle aynı ilamda yazılı eklentilerin de infazının istenebilmesi için ilamın kesinleşmesi zorunludur. Buna karşılık, gayrimenkulün aynına ilişkin olmayan (gayrimenkul üzerindeki kişisel haklara ilişkin olan) ilamların icraya konulabilmesi için bunların kesinleşmelerine gerek yoktur. Yani, bu ilamlar kesinleşmeden icraya konulabilir (Prof.Dr.Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku) Somut olayda, asıl davada, taşınmazın alacaklı tarafından daha önce borçluya kiraya verildiği, kira sözleşmesinin varlığını devam ettirmesine rağmen, alacaklı tarafından akde aykırı olarak, kiralanan bir kısım yerleri ve ağaçları kaldırarak kiralanana müdahale ettiği gerekçesi ile davalının müdahalesinin men’ine hükmedilmesi talep edilmiş olup, taşınmazın aynı ihtilaflı olmadığından, bir diğer ifadeyle taraflar arasında mülkiyet uyuşmazlığı bulunmadığından ilamın infazı için kesinleşmesi gerekmez.

MAHKEMESİ : Ankara 13. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 07/03/2011
NUMARASI : 2011/217-2011/189

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Takip dayanağı Ankara 10. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 21.12.2010 tarih ve 2010/40-488 sayılı kararının incelenmesinde, asıl davada davacı vekilinin, mülkiyeti davalı belediyeye ait olan dava konusu taşınmazı, müvekkilinin 1998 yılında, son olarak da 13.06.2005 tarihinden itibaren birer yıl süreli kira sözleşmesi ile kiraladığını, ancak akde aykırı olarak belediyenin, kiraladığı bir kısım yerleri ve ağaçları kaldırarak müdahale ettiğini ileri sürerek davalının müdahalesinin menini talep ettiği, mahkemece, bu dava (asıl dava) yönünden talebin reddine ve davalı yararına 1.512,00 TL vekalet ücretine hükmedildiği, Ankara 10. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin birleşen  2010/41 esas sayılı dosyasında davacı vekilince, müvekkili tarafından kiralanan dava konusu taşınmazın ana binası, mutfak, bay-bayan tuvaleti, kapalı alanın önü ve yan tarafındaki taş döşeli alanlar ile çevresinde, müvekkilinin işgalci değil kiracı olduğu iddia edilerek fiili kullanım alanının tespitinin talep edildiği, mahkemece, birleşen bu dava  yönünden talebin reddine ve davalı yararına 1.512,00 TL vekalet ücretine hükmedildiği, Ankara 10. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin birleşen  2010/42 esas sayılı dosyasında ise, davacı vekilinin, müvekkilinin davalıdan kiraladığı taşınmazın, 08.12.2009 tarihinde mutfak, tuvalet ve bir kısım bölümlerini davalının yıkarak zarar verdiğini belirtip, 3.000 TL maddi, 5.000 TL manevi tazminat talep ettiği, ancak mahkemece, birleşen bu dava yönünden de talebin reddine ve davalı yararına toplam 2.200,00 TL  vekalet ücretine hükmedildiği görülmektedir.
Ankara 10. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin birleşen  2010/41 esas sayılı dosyası kiracılığın tespitine ilişkin olup, tespit kararları kesinleşmeden infaz edilemeyeceğinden, icra mahkemesinin birleşen bu dava yönünden hükmedilen vekalet ücretine yönelik takibi iptal etmesi sonucu itibariyle doğrudur. Ancak  Ankara 10. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin birleşen  2010/42 esas sayılı dosyası maddi ve manevi tazminat istemine yönelik olup, bu davanın reddi nedeniyle hükmedilen vekalet ücretinin ilam kesinleşmeden takibe konulmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır.
Öte yandan, HUMK’nun 443/4.maddesi gereğince gayrimenkule ve buna ilişkin ayni haklara dair hükümler kesinleşmedikçe icra edilemez. Bu nedenle aynı ilamda yazılı eklentilerin de infazının istenebilmesi için ilamın kesinleşmesi zorunludur. Buna karşılık, gayrimenkulün aynına ilişkin olmayan (gayrimenkul üzerindeki kişisel haklara ilişkin olan) ilamların icraya konulabilmesi için bunların kesinleşmelerine gerek yoktur. Yani, bu ilamlar kesinleşmeden icraya konulabilir (Prof.Dr.Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku) Somut olayda, asıl davada, taşınmazın alacaklı tarafından daha önce borçluya kiraya verildiği, kira sözleşmesinin varlığını devam ettirmesine rağmen, alacaklı tarafından akde aykırı olarak, kiralanan bir kısım yerleri ve ağaçları kaldırarak kiralanana müdahale ettiği gerekçesi ile davalının müdahalesinin men’ine hükmedilmesi talep edilmiş olup, taşınmazın aynı ihtilaflı olmadığından, bir diğer ifadeyle taraflar arasında mülkiyet uyuşmazlığı bulunmadığından ilamın infazı için kesinleşmesi gerekmez. O halde mahkemece Ankara 10. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin birleşen  2010/42 esas sayılı dosyası yönünden şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.  
SONUÇ :Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 13/12/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.