27 Temmuz 2024

icraguncesi.com

İcra Hukukuna dair HERŞEY….

KIDEM TAZMİNATI ALACAKLARI KARŞILAMIYORSA SIRA CETVELİ YAPILMALI

12. Hukuk Dairesi         2011/14955 E.  ,  2012/1524 K.

Ayrıca İİK’nun 100. maddesi gereğince borçluya ait paranın veya satılan malın tutarı vezneye girinceye kadar birden fazla alacaklı tarafından haciz konulması halinde, anılan madde hükmü gereği icra müdürlüğünce derece kararı yapılması gerekir.
Somut olayda Denizli Belediyesi Mali Hizmetler Müdürlüğünün 07.12.2010 tarihli yazısına göre, borçlunun 14.07.2010 tarihinde emekliye ayrıldığı, şikayetçinin aynı borçlu hakkında başlattığı Denizli 3. İcra Müdürlüğü’nün 2009/11634 sayılı dosyasından 15.07.2010 tarihinde aynı alacak hakkı üzerine haciz şerhinin işlendiği ve sözkonusu alacak tutarının 20.09.2010 tarihinde icra müdürlüğü veznesine intikal ettiği gözetildiğinde, sıra cetvelinin yapılması zorunlu bulunmaktadır.

MAHKEMESİ : Muğla İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 13/04/2011
NUMARASI : 2010/392-2011/125

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Borçlunun (kendi elindeki taşınır mallar gibi) üçüncü kişilerdeki taşınır malları ve alacakları da İİK’nun 85/1. maddesine göre haczedilebilir. Borçlunun maaş ve ücretleri de üçüncü kişideki alacağı niteliğindedir. Buradaki maaş veya ücretten maksat, devlet işlerinde veya özel işyerlerinde çalışan memur veya işçilerin maaş ve ücretidir (m. 355/1).
Maaş ve ücretlerin haczi ve sonuçları İİK’nun 83,355 ve sonraki maddelerinde düzenlenmiştir. Borçlunun böyle bir ücretini haczeden icra dairesi, borçlunun yanında çalıştığı işverene durumu bir yazı ile bildirir. Anılan maddelerin içeriğine göre maaş ve ücretlerle ilgili hacizler, nitelikleri ve infazlarındaki özellik yönünden genel haciz uygulamalarına göre farklılık gösterirler. İnfaz işlemi doğrudan icra müdürlüğü tarafından değil, onun adına borçlunun çalıştığı yerde bulunan ve icra dairesinin bu yolda tebliğini alan kanuni muhatap tarafından yerine getirilir. Bu suretle maaş ve ücretten yasanın öngördüğü koşullara göre yapılan kesintiler doğrudan icra dairesine gönderilmekte ve dairece icra veznesine alınmaktadır.
Somut olayda alacaklının talebiyle 12.12.2002 tarihinde yazılan haciz talimatı ile Denizli Belediyesinde çalışmakta olan borçlunun maaşının 1/4’ünün haczine karar verilmiş, 29.08.2006 tarihinde hazırlanan ikinci talimatta ise; “borçlunun maaşına haciz konulduğu ve borçlunun maaşında başka hacizlerin bulunduğu, bu dosyalarından sıraya alındığının bildirildiği, borçlunun maaşı üzerindeki hacizlerin devam edip etmediği, devam etmekte ise dosyalarının kaçıncı sırada olduğunun bildirilmesi ve ayrıca borçlunun emekliye ayrılması halinde emekli ikramiyesinin borç kadarının haczi…” talep edilmiştir. Talimat icra müdürlüğü kanalıyla dosyaya 13.825,81 TL. kıdem tazminatı alacağının tahsili sağlanmış ve 23.09.2010 tarihinde de alacaklı yana bu para ödenmiştir.
Kural olarak iki kişi arasında mevcut olan bir hukuki ilişkiye (temele) dayanan, henüz doğmamış olmakla birlikte ilerde doğması muhtemel bulunan alacaklara müstakbel alacak denir. Müstakbel (beklenen) yada doğacak alacaklar için haciz ihbarı yada haciz yazısı gönderilebilmesi, üçüncü kişi ile borçlu arasında süregelen bir hukuki ilişkinin varlığına bağlıdır. Hukuki münasebetin varlığı ve bu ilişki nedeniyle borçluya ödenecek ve devamlılık arzeden bir alacağın bulunduğu hallerde, üçüncü kişiye haciz yazısı gönderilebilir. Müstakbel (beklenen) bir alacaktan bahsedilebilmesi için, bir hukuki ilişkinin (temelin) mevcut olması, 
bu hukuki ilişkiden doğacak alacağın cinsinin ve borçlunun (olayda borçlunun çalıştığı kurumun) belli olması yeterlidir. Alacağın miktarının belli olup olmaması veya böyle bir alacağın doğmama ihtimalinin bulunması önemli değildir. İşçiler ve memurların işveren nezdinde işleyecek ücret alacakları, müstakbel alacaklara örnek olarak gösterilebilir (Baki Kuru İcra ve İflas Hukuku El Kitabı-sh 428 vd..). Kanun, ücret hacizlerinde, bu anlamdaki müstakbel alacakların haczedilebileceğini açıkça kabul etmektedir (İİK. 83,355,356.).
Bu durumda borçlunun çalıştığı kurumdan ileride emekli olması halinde alacağı emekli ikramiyesine (kıdem tazminatına) haciz konması yönündeki işlem yerinde olup, mahkemenin bu haczin kaldırılmasına yönelik kararında isabet bulunmamaktadır.
Borçlunun ücreti üzerine birden fazla haciz konulmuşsa, bu hacizler konuluş tarihine göre sıraya konur. Sırada önce olan haciz kesintisi bitmedikçe sonraki haciz için kesintiye geçilemez (İİK. 83/2). Ayrıca İİK’nun 100. maddesi gereğince borçluya ait paranın veya satılan malın tutarı vezneye girinceye kadar birden fazla alacaklı tarafından haciz konulması halinde, anılan madde hükmü gereği icra müdürlüğünce derece kararı yapılması gerekir.
Somut olayda Denizli Belediyesi Mali Hizmetler Müdürlüğünün 07.12.2010 tarihli yazısına göre, borçlunun 14.07.2010 tarihinde emekliye ayrıldığı, şikayetçinin aynı borçlu hakkında başlattığı Denizli 3. İcra Müdürlüğü’nün 2009/11634 sayılı dosyasından 15.07.2010 tarihinde aynı alacak hakkı üzerine haciz şerhinin işlendiği ve sözkonusu alacak tutarının 20.09.2010 tarihinde icra müdürlüğü veznesine intikal ettiği gözetildiğinde, sıra cetvelinin yapılması zorunlu bulunmaktadır.
O halde mahkemece sadece sıra cetveli yapılması yönünde karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile sonuca gidilmesi doğru değildir.
SONUÇ  : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 24/01/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.