27 Temmuz 2024

icraguncesi.com

İcra Hukukuna dair HERŞEY….

TELLALİYE HARCININ SORUMLUSU

12. Hukuk Dairesi         2009/4860 E.  ,  2009/12802 K.

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ : Silivri 1. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 04/03/2008
NUMARASI : 2008/47-2008/28

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının onanmasına mutazammın 04.12.2008 tarih, 17909/21653 sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki davacı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
1- Alacaklı vekilinin tellaliye harcına yönelik karar düzeltme isteminin incelenmesinde:
2464 Sayılı Belediye Gelirleri Kanunu’nun 68.maddesinde; tellallık harcını, mal ve ürünlerini satan gerçek ve tüzel kişilerin ödemekle yükümlü olduğu belirtilmiştir. Bu durumda, harcın sorumlusu ihalede malı satılan borçludur. Ancak, bu harç borçluya ait ise de, onun adına bu harcı yatıran alıcı daha sonra herhangi bir hükme gerek olmaksızın bu parayı borçludan geri alabilir.(İİK. m.12)
Öte yandan tellaliye harcı 2464 Sayılı Belediye Gelirleri Kanunu gereği alındığından, 492 Sayılı Harçlar Kanununun 123/son maddesinde öngörülen istisnanın, anılan harç yönünden uygulanma imkanı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle alacaklının tellaliye harcına ilişkin karar düzeltme istemi yerinde görülmediğinden REDDİNE,
2- Alacaklı vekilinin KDV alınmasından sorumlu olmadıklarına ilişkin karar düzeltme isteminin incelenmesinde:
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 1. maddesinde, “Türkiye’de yapılan aşağıdaki işlemler katma değer vergisine tabidir.” hükmü yer almaktadır. Aynı kanunun 1. maddesinin (d) bendinde; müzayede mahallerinde ve gümrük depolarında yapılan satışların katma değer vergisine tabi olduğu hükme bağlanmış 15 ve 48 seri nolu Katma Değer Vergisi genel tebliğlerinin müzayede mahallinde yapılan satışları düzenleyen bölümünde cebri icra, izaleyi şuyu, ipoteğin paraya çevrilmesi ve tasfiye nedenleriyle müzayede mahallerinde yapılan açık artırma, pazarlık ve diğer şekillerdeki satışların katma değer vergisine tabi olduğu açıkça belirtilmiştir. Yasa maddesi ve uygulamaya ilişkin tebliğler birlikte değerlendirildiğinde müzayede mahallerinde yapılan aleni ve özel satışlar ile cebri satışların ticari olup olmadığına bakılmaksızın katma değer vergisine tabi olması gerekmektedir. Yüksek Mahkeme olan Danıştay’ın kararları da bu yöndedir. Uygulamada cebri icra satışlarında KDV alınmakta olup KDV Kanununda cebri icra ile ilgili özel bir düzenleme mevcut değildir. Cebri icradaki KDV alımı, Katma Değer Vergisi Kanununun 1/3-d bendi uyarınca yapılmaktadır. Yasa koyucu Katma Değer Vergisi Kanununun 11. ve sonraki maddelerinde, kanunun 1. maddesine göre KDV den sorumlu olanlarla ilgili olarak bazı hallerde muafiyete ilişkin düzenlemeler getirmiştir. Katma Değer Vergisi Kanununun 17.maddesinin değişik (r) bendinde ‘bankalara borçlu olanların ve kefillerinin borçlarına karşılık taşınmaz ve iştirak hisselerinin (müzayede mahallinde yapılan satışlar dahil) bankalara devir ve teslimleri’nin KDV den muaf olduğu açıkça belirtilmiştir. Bu durumda Danıştay kararları, Yargıtay ve diğer Daire görüşlerine ve uygulamaya uygun olarak yeniden oluşturulan içtihatlarımız doğrultusunda, alacaklı banka, alacağına karşılık borçlu ve kefilinin borçları ile ilgili olarak onlara ait taşınmazları cebri icra yolu ile aldığı takdirde KDV den muaftır.
Somut olayımızda, alacaklı banka, kredi alacağından dolayı icra takibi başlatmış, kesinleşen takip üzerine, yapılan ihalede borçluya ait taşınmazı alacağına mahsuben almıştır. Bu durumda, yukarıda açıklandığı üzere alacaklı banka KDV uygulamasından muaf olacağı için, kendisinden bu konuda ödeme yapılması istenemez. Mahkemece yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, kararın KDV yönünden bu gerekçeyle bozulması gerekirken onandığı anlaşılmakla alacaklı vekilinin bu yöne ilişkin karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir.                                                       
SONUÇ  : Alacaklı vekilinin karar düzeltme isteminin kısmen kabulü ile Dairemizin 04.12.2008 tarih 2008/17909-21653 sayılı onama kararının kaldırılmasına, mahkeme kararının yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle, İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 15.06.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.