11 Aralık 2024

icraguncesi.com

İcra Hukukuna dair HERŞEY….

İİK’NIN 89/1.,2.,3. HACİZ İHBARNAMELERİNİN HUKUKÎ SONUÇ DOĞURABİLMESİ İÇİN

Üçüncü kişiye gönderilen İİK'nın 89. maddesinde yer alan haciz ihbarnamelerinin hukukî sonuç doğurabilmesi için İİK'nın 89. maddesi ve İcra ve İflas Kanunu Yönetmeliğinin 42, 43 ve 44. maddelerinde yazılı unsurları içermesi gereklidir.

Hukuk Genel Kurulu         2017/716 E.  ,  2019/660 K.

Üçüncü kişiye gönderilen İİK’nın 89. maddesinde yer alan haciz ihbarnamelerinin hukukî sonuç doğurabilmesi için İİK’nın 89. maddesi ve İcra ve İflas Kanunu Yönetmeliğinin 42, 43 ve 44maddelerinde yazılı unsurları içermesi gereklidir.

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi


Taraflar arasındaki “haciz ihbarnamesinin şikâyet yoluyla iptali” talebinden dolayı yapılan inceleme sonunda İstanbul 9. İcra (Hukuk) Mahkemesince “şikâyetin reddine” dair verilen 08.08.2014 tarihli ve 2014/888 E., 2014/837 K. sayılı karar, şikâyetçi üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmekle Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 17.02.2015 tarihli ve 2014/26554 E., 2015/3102 K. sayılı kararı ile;
“…Şikayetçi 3. kişinin İİK’nun 89. maddesi uyarınca gönderilen 2. haciz ihbarnamesine verdiği cevapta, borçlu şirketin kendilerinden satış bedeli 462.500,00 TL olan bir daire alacağının olduğu, dairenin 30.12.2013 tarihinde teslim edileceğinin bildirildiği, bu cevap üzerine icra müdürlüğünce muhtelif tarihlerde yazılan müzekkerelerde taşınmazın icra dairesine teslimi ya da bedelinin ödenmesinin istendiği, şikayetçi 3. kişinin taşınmazların bu aşamada şirket uhdesinde bulunmadığını bildirilmesi üzerine, icra müdürlüğünce “borçlunun nezdinizde bulunan KDV hariç 462.500,00 TL satış bedellki bir adet taşınmaz hak ve alacağının haczi” konulu 25.06.2014 tarihli 3. haciz ihbarnamesi gönderildiği, şikayetçinin icra mahkemesine başvurusunda kendilerine gönderilen 3. haciz ihbarnamesinin iptalini talep ettiği, mahkemece; şikayetin reddine karar verildiği görülmektedir.
İİK’nun 89. maddesi uyarınca, borçlunun, üçüncü bir şahısta bulunan, alacak veya sair bir talep hakkının veya taşınır bir malının haczi mümkün olup, taşınmazların anılan maddeye göre haczi mümkün değildir. Kaldı ki bir taşınmazın icra dairesine teslimi hem hukuken hem de fiilen mümkün değildir. Anılan konudaki usulsüzlüğün şikayeti süreye tabi bulunmamaktadır.
Üçüncü kişinin cevabında, sözleşmeden kaynaklı olarak borçluya bir daire teslim borcu olup, değerinin 462.500 TL olduğunun kabul edildiği, ancak 462.500 TL borcun bulunduğuna ilişkin bir kabulün bulunmadığı açıktır.
Bu durumda, sözleşme kapsamında borçlunun 3. kişiden daire talep etme hakkının bulunduğu kesinleşmiştir. Bu hakkın haczinin kesinleşmesi neticesinde ise, alacaklı tarafından yapılması gereken iş, İİK’nun 120. maddesi gereğince yetki alarak genel mahkemeye müracaat etmekten ibarettir. Bu işlem yapılmadan hakkın yerine getirilmediği gerekçesiyle doğrudan 3. kişiden dairenin bedelinin istenmesi ise İİK’nun 89 ve 120. maddeleri hükümlerine aykırılık teşkil ettiği gibi, sözleşme hukukuyla da bağdaşmamaktadır. O halde mahkemece şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir…”
gerekçesi ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü:
İstem, haciz ihbarnamelerinin şikâyet yoluyla iptaline ilişkindir.
Şikâyetçi üçüncü kişi Günyüzü İnşaat Taahhüt ve Ticaret A.Ş vekili; müvekkili şirketin tam bölünme yolu ile infisah eden (3. kişi) Gül-Keleşoğlu İnşaat Turizm Petrol Ürünleri Otomotiv San. ve Dış Tic. A.Ş.’nin bölünme sonucu malvarlığını %50 oranında devraldığını, devirden sonra İstanbul 32. İcra Dairesinin 2012/24534 E. sayılı dosyasından kendisine gönderilen 12.03.2014 (11.03.2014) tarihli müzekkerede borçlu Bağlar İnşaat Taahhüt San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin infisah eden Gül-Keleşoğlu şirketinden alacağı bulunan ve 462.500,00TL+KDV değerindeki bir adet taşınmazın uhdesine geçip geçmediğinin bildirilmesinin istendiğini, akabinde 24.04.2014 tarihli müzekkereyle 462.500,00TL+KDV tutarındaki taşınmaz satış bedelinin ilgili icra takip dosyasına ödenmesinin istendiğini, devamında kendisine gönderilen üçüncü haciz ihbarnamesi ile borçlu Bağlar İnşaat Şirketine daire konut satış sözleşmesiyle verilen Yasemin Konakları 2. Etap A Blok 11 numaralı bağımsız bölüme ilişkin taşınmaz bedeli üzerine haciz konulduğunun belirtildiğini, müvekkili şirkete gönderilen 25.06.2014 tarihli üçüncü haciz ihbarnamesinin hukuka aykırı olup iptali gerektiğini, 3. kişi Gül-Keleşoğlu Şirketi ile borçlu Bağlar İnşaat Şirketi arasında akdedilen 10.09.2012 tarihli Daire Konut Satış Sözleşmesi (barter) ile borçlu Bağlar İnşaat Şirketine İstanbul İli, Bahçelievler İlçesi, Yenibosna Köyü, 1689 ada 4 parselde yer alan ve Yasemin Konakları 2. Etap A Blok 10 numaralı bağımsız bölüm ve Yasemin Konakları 2. Etap A Blok 11 numaralı bağımsız bölümlerin barter olarak verildiğini, İstanbul 32. İcra Müdürlüğünün 2012/24534 E. sayılı dosyasından kendisine gönderilen 12.03.2014(11.03.2014) ve 24.04.2014 tarihli müzekkerelere karşı verdiği cevaplarında belirttiği üzere, bağımsız bölümlerin bulunduğu ana taşınmazda arsa sahibi ile devam eden hukuki süreç nedeniyle henüz kat irtifakı kurulamadığını ve yüklenici Gül-Keleşoğlu Şirketinin almayı hak ettiği bağımsız bölümlerin tapularının Gül-Keleşoğlu Şirketine dolayısıyla %50 hissesinin müvekkili şirkete devredilmediğini, bağımsız bölümlerin tapusunun, kat irtifakı tesisinden sonra %50 oranında müvekkili şirketin, bakiye %50 oranında ise diğer devralan Arke İnşaat ve Tüketim Maddeleri Tic. A.Ş. tarafından alıcı borçlu Bağlar İnşaat Taahhüt San. ve Tic. Ltd. Şti.’ne devir ve ferağ edileceğini, 10 numaralı bağımsız bölüme ilişkin alacağının borçlu Bağlar İnşaat Şirketi tarafından üçüncü şahsa temlik edildiğini, ileride gerçekleşeceği ihtimal olan bir hakkın haczinin mümkün olmadığını, müvekkili şirketin 25.03.2014(11.03.2014) tarihli yazı cevabında ilgili taşınmazların henüz müvekkili şirketin uhdesinde olmadığının bildirildiği, İİK’nın 91. maddesi ve taşınmaz haczine ilişkin hükümlere aykırı olarak 24.04.2014 tarihli müzekkere ile alacağın müdürlüğe teslim edilmediğinden bahisle 462.500,00TL+KDV tutarında satış bedelinin icra takip dosyasına ödenmesinin istenildiğini, taşınmazın müvekkili şirketin uhdesine geçmesi hâlinde de taşınmazın hangi usul ile teslim edileceği belli olmadığından müzekkerelerin ve şikâyete konu üçüncü haciz ihbarnamesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, üçüncü haciz ihbarnamesi ile her ne kadar 462.500,00TL+KDV’nin ödenmesi talep edilmişse de, müvekkil şirketin tam bölünme yolu ile infisah eden Gül-Keleşoğlu şirketinin bölünme sonucu malvarlığını %50 oranında devralmış olduğundan üçüncü haciz ihbarnamesinin bu yönden de iptali gerektiğini ileri sürerek kendisine gönderilen üçüncü haciz ihbarnamesinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Şikâyet olunan alacaklı vekili; 3. kişi Gül-Keleşoğlu İnşaat Turizm Petrol Ürünleri Otomotiv San. ve Dış Tic. A.Ş. nin kendisine gönderilen ikinci haciz ihbarnamesine itiraz etmediği gibi hak ve alacağı kabul ettiği ve taşınmazı 30.12.2013 tarihinde teslim edeceğini bildirdiğini, icra dosyası açısından taşınmaz hak ve alacağının 30.12.2013 tarihi itibari ile muaccel hâle geldiğini, üçüncü kişinin ya taşınmazı icra dairesine teslim etmesi veyahut kendisinin bildirdiği ve taşınmaz satış sözleşmesi uyarınca belirlenen KDV hariç 462.500TL satış bedelini dosyaya yatırması gerektiğini, şikâyetçinin arsa sahipleri ile arasında devam eden ihtilafların icra dairesi ve sözleşme alıcısını bağlamadığını, şikâyetçinin taşınmazın hangi usulle icra dairesine teslim edileceğinin belirsiz olduğu iddiasının yersiz olduğunu, şikâyetçinin şimdiye dek taşınmazın tapusunu çıkarabilmiş ve icra dairesine bildirmiş olsa idi icra dairesince taşınmazın tapu kaydına haciz şerhi işleneceğini, bölünme işlemine ilişkin sorumluluk hükümlerinin düzenlendiği 6102 sayılı TTK’nın 176. ve devamı maddelerine göre bölünme sözleşmesi veya bölünme planıyla kendisine borç tahsis edilen şirketin birinci derecede sorumlu olduğunu, bu şirketin sorumluluklarını ifa etmemesi durumunda bölünmeye katılan diğer şirketlerin ikinci derecede ve müteselsilen sorumlu olduğunu, şikâyetçinin borcun %50’sinden sorumlu olduğu iddiasının yersiz olduğunu, şikâyetçinin iddialarını İİK’nın 89. maddesine göre açılacak menfi tespit davasında ileri sürebileceğini belirterek şikâyetin reddini savunmuştur.
Yerel Mahkemece; 1. haciz ihbarnamesi gönderilen takip borçlusunun (3. kişinin) birinci haciz ihbarnamesine itiraz etmediğinden gönderilen 2. haciz ihbarnamesine 3. kişi Gül-Keleşoğlu İnşaat Turizm Petrol Ürünleri Otomotiv San ve Dış Tic.A.Ş.’nin itiraz etmediği aksine bu haciz ihbarnamesini benimsediği, bu bağlamda 391.595,74TL alacak ile satış bedeli KDV hariç 462.500,00TL değerinde bir adet taşınmaz hak ve alacağı olduğunu beyan ettiği ve 391.595,74TL’yi icra dosyasına yatırdığı, taşınmazı da ileriye dönük olarak teslim edeceğini taahhüt ettiği, böylelikle 1. haciz ve 2. haciz ihbarnamesi ile 3. kişi, borçlunun kendisindeki alacağı ve malvarlığını benimsediği, İİK’nın 89/1. maddesi gereğince haciz ihbarnamesine süresi içerisinde itiraz edilmemekle malın 3. kişinin yedinde borcun da zimmetinde sayıldığı kendisine gönderilen haciz ihbarnamesine süresinde itiraz etmediği dolayısı ile malın yedinde ve borcun zimmetinde sayıldığına ilişkin ikinci ihbarname ile bu durumun 3. kişiye bildirildiği hattı zatında 3. kişinin de buna gerek kalmaksızın yedindeki nakit ve malı beyan ederek İİK’nın 89/2. madde gereğince tanzim edilen müzekkerenin gereğini yerine getirdiği ve onun olağan etki ve sonuçlarını doğurmasına katkıda bulunduğu, malın süresi içerisinde tevdi edilmesi için gönderilen haciz ihbarnamesine karşı herhangi bir şekilde 3. kişinin bölünmeden sonra bile olsa menfi tespit davası açmadığı dolayısı ile menfi tespit davası açılmamakla eş zamanlı olarak muhtıranın tebliği ile birlikte malın tevdiine zorlanmanın koşullarının oluştuğu malın kat irtifakından ötürü teslim edilemediğine ilişkin iddianın somut olayda dinlenme imkânının bulunmadığı dolayısıyla TTK’nın 158 ve 175. maddeleri gereğince bölünen 3. kişinin mal varlığının aralarında müştekinin de bulunduğu tüzel kişilere geçeceği İİK’nın 89. maddesinin 1, 2 ve 3. fıkraları gereğince gönderilen ihbarnamelerin geçerli etki ve sonuçlarını bu şirket hakkında da doğuracağı gerekçesiyle şikâyetin reddine evrak üzerinden karar verilmiştir.
Şikâyetçi üçüncü kişi vekilinin temyiz itirazı üzerine Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde gösterilen nedenlerle yerel mahkeme kararı bozulmuştur.
Yerel Mahkemece önceki gerekçelere ek olarak; 3. kişi Gül-Keleşoğlu İnş. Turz. Pet. Ürün. Otom. San. ve Dış. Tic. A.Ş.’nin icra dairesine vermiş olduğu 04.12.2012 tarihli yanıt özü itibarıyla 1. haciz ihbarnamesi ile talep edilen alacağın ikrarından ibaret olduğu, bu yanıtın 3 nolu bendi dikkatle incelendiğinde müşteki dosya borçlusu Bağlar İnş. Taah. San ve Tic. Ltd. Şti.’nin kendi yedlerinde 30.11.2012 tarihi itibarıyla 391.595,74TL cari hesap alacağı ve 462,500TL bedelindeki alacağının mevcudiyetini kabul ettiği, dairenin teslim edilebilir olsun ya da olmasın İİK’nın 89/1. maddesi gereğince alacağın varlığı ihbarnameye itiraz edilmeden kesinleşmiş olmakla 2. ihbarnamesi ile dile getirilen bu iddiaların ve itirazların dinlenmesinin mümkün olmadığı, İİK’nın 89/1. maddesine göre usulüne uygun tebliğ edilip kesinleştiğine göre 3. kişinin tahakkuk eden borcunu icra dairesine yatırmasının zorunlu olduğu, gerekçeli hükmünde bu hususa odaklanmış ve bu durumu büyüteç altına aldığı ancak bozma kararında mahkemenin bu gerekçesi konusunda herhangi bir değerlendirme yapılmadığı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme kararı şikâyetçi üçüncü kişi vekili tarafından temyize getirilmektedir.
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; üçüncü kişi Gül-Keleşoğlu İnş. Turz. Pet. Ürün. Otom. San. ve Dış. Tic. A.Ş.’nin İİK’nın 89. maddesinin 2. fıkrasına göre düzenlenen ikinci haciz ihbarnamesine verdiği cevapta “birinci haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi olan 30.11.2012 tarihi itibariyle 391.595,74TL cari hesap alacağı ve ayrıca satış bedeli KDV hariç 462.500TL olan bir adet daire alacağı vardır. Borçlu şirketin daire alacağı, satış sözleşmesi uyarınca inşaatı tamamlanarak 30.12.2013 tarihinde teslim edilecektir” şeklindeki beyanı karşısında, bölünme kararıyla malvarlığı devredilen şirketlerden olan şikâyetçi üçüncü kişi Günyüzü İnşaat Taahhüt ve Ticaret A.Ş.’ne üçüncü haciz ihbarnamesi gönderilerek daire bedelinin istenmesinin mümkün olup olmadığı, burada varılacak sonuca göre üçüncü haciz ihbarnamesinin iptalinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
Uyuşmazlığın niteliği itibariyle öncelikle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nun 89. maddesinde düzenlenen haciz ihbarnamesinin açıklanması gerekmektedir.
Haciz, cebri icra organı tarafından yapılan devlete ilişkin bir hakimiyet tasarrufu olup, icra takibinin konusu olan belli bir para alacağının ödenmesini sağlamak için, bu yolda istemde bulunan alacaklı lehine, söz konusu alacağı karşılayacak miktar ve değerdeki borçluya ait mal ve haklara, icra memuru tarafından hukuken el konulmasıdır. Haczin amacı borçlunun mallarının paraya çevrilerek alacaklının tatminidir. Bunun dışında hacizli malların alacaklıya devri mümkün değildir. Haczin konusu borçlunun haczi kabil taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki alacakları ve diğer malvarlığı değerleridir.
Borçlunun üçüncü kişilerdeki mal ve alacaklarının haczi ise İİK’nın 89. maddesinde düzenlenen prosedür ile mümkündür. Buradaki alacaktan maksat, borçlunun bir kıymetli evraka bağlı olmayan, yani hamiline ait olmayan veya cirosu kabil bir senede bağlı bulunmayan alacaklardır (Kuru B.: İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, 2. Baskı, Ankara 2013, s. 460).
Taşınmazlar İİK’nın 89. maddesine göre haczedilemez. Hukuk Genel Kurulu’nun 07.04.2004 tarihli ve 2004/12-210 E. ve 2004/208 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere taşınmazın borçlunun borcu nedeniyle haczedilebilmesi için haciz tarihinde borçlunun adına kayıtlı olması zorunludur. Taşınmazların haciz işlemi İİK’nın 102. maddesinde belirtilen usule göre tapu siciline haciz şerhi verilmek suretiyle yapılır.
İİK’nın 89. maddesinin 1. fıkrasında düzenlenen birinci haciz ihbarnamesi ile borçlunun hamiline ait olmayan veya cirosu kabil bir senede müstenit bulunmayan alacak veya sair bir talep hakkının veya üçüncü şahıs elindeki menkul bir malın haczi hâlinde, keyfiyetin üçüncü şahsa duyurulması amaçlanmıştır.
Bu haciz ihbarnamesine üçüncü şahsın, borcu olmadığını veya malın yedinde bulunmadığını veya haciz ihbarnamesinin tebliğinden önce borcun ödendiği veya malın istihlak edildiğini veya kusuru olmaksızın telef olduğunu veya malın borçluya ait olmadığını veya malın kendisine rehnedilmiş olduğunu veya alacağın borçluya veya emrettiği yere verilmiş olduğunu iddia ederek haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde yazılı veya sözlü olarak itiraz etme hakkı vardır.
Üçüncü kişi, birinci haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde itiraz etmezse, birinci haciz ihbarnamesi ile istenen borç üçüncü kişinin zimmetinde sayılır. Yani üçüncü kişi, kendisinden birinci haciz ihbarnamesi ile istenen alacak miktarını takip borçlusuna borçlu olduğunu kabul etmiş sayılır (m.89/III c.1).
Yedi gün içinde birinci haciz ihbarnamesine itiraz etmemiş olan üçüncü kişinin takip borçlusuna borçlu olduğunu kabul etmiş sayılmasına ilişkin bu karine, kesin bir karine değildir. Zira üçüncü kişi, ikinci haciz ihbarnamesini aldıktan sonra da itirazda bulunabilir (m.89/III c.2).
İcra dairesi, birinci haciz ihbarnamesine yedi gün içinde itiraz etmemiş olan üçüncü kişiye, ikinci haciz ihbarnamesi gönderir (m.89/III c.2). İkinci haciz ihbarnamesi ile üçüncü kişiye, birinci haciz ihbarnamesine yedi gün içinde itiraz etmediği için borcun zimmetinde sayıldığı, ikinci haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde m.89/II’ de belirtilen sebeplerle ikinci haciz ihbarnamesine itiraz edebileceği bildirilir ve itirazda bulunmadığı takdirde zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemesi istenir (m.89/III c.2).
Üçüncü kişi, ikinci haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde bu ihbarnameye itiraz edebilir (m.89/III c.2). Bu itirazın yapılması da, birinci haciz ihbarnamesine itirazdaki gibidir. Üçüncü kişi haciz ihbarnamesine süresi içinde itiraz ederse İİK’nın 89. maddesinin 4. fıkrasına göre alacaklı üçüncü kişinin verdiği cevabın aksini icra mahkemesinde ispat ederek üçüncü kişinin aynı Kanun’un 338. maddesinin 1. fıkrasına göre cezalandırılmasını ve ayrıca tazminata mahkum edilmesini isteyebilir. Üçüncü kişi, tebliğinden itibaren yedi gün içinde ikinci haciz ihbarnamesine de itiraz etmez ise borcun zimmetinde sayılması kesinleşir (Kuru, s. 465 vd.) ve üçüncü kişiye üçüncü haciz ihbarnamesi gönderilir. Üçüncü haciz ihbarnamesi, ikinci haciz ihbarnamesine süresi içinde itiraz etmeyen ve zimmetinde sayılan borcu ödemeyen veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmeyen üçüncü kişiye onbeş günlük süre içinde menfi tespit davası açması aksi takdirde zimmetinde sayılan borç ile yedinde sayılan malı zorla alınacağının bildirilmesidir. Haciz ihbarnamesi ile haczedilemeyecek hak ve alacakların haciz ihbarnamesine yazılması durumunda üçüncü kişi 1. ve 2. haciz ihbarnamelerine itiraz etmemiş olsa dahi borç zimmetinde sayılamaz ve üçüncü kişiye üçüncü haciz ihbarnamesi gönderilemez.
Üçüncü kişiye gönderilen İİK’nın 89. maddesinde yer alan haciz ihbarnamelerinin hukukî sonuç doğurabilmesi için İİK’nın 89. maddesi ve İcra ve İflas Kanunu Yönetmeliğinin 42, 43 ve 44maddelerinde yazılı unsurları içermesi gereklidir. Aksi hâlde borcun, itiraz etmeyen üçüncü kişinin zimmetinde sayılmasına imkân yoktur. Takip alacaklısı, takip borçlusu ile üçüncü kişi arasındaki hukukî ilişkiye yabancı olduğundan, haczin neye ilişkin olduğu ve hangi miktar için yapıldığı belirtilmese dahi takip konusu alacağın haciz ihbarnamesinde gösterilmesi kural olarak yeterlidir. Ancak haciz ihbarnamesi ile haczedilemeyecek hak ve alacaklar haciz ihbarnamesinde yer almış ise üçüncü kişi haciz ihbarnamelerine itiraz etmiş olsa dahi icra müdürünün yasaya uygun olmayan işleminin kaldırılmasını şikâyet yolu ile talep edebilir. Zira üçüncü kişinin İİK’nın 89. maddesinin 4. fıkrası ve 338. maddeleri gereğince kendisinden tazminat istenmesini ve cezalandırılması yönünde talepte bulunulmasını önlemek için temelde yanlış olan memurluk işleminin iptalini talep etmekte hukukî yararı bulunmaktadır. Öte yandan üçüncü kişi haciz ihbarnamesine itiraz etmediği takdirde ihbarnamede yazılı alacağın üçüncü kişi zimmetinde sayılacağı ve İİK’nın 89. maddesinin 3. fıkrası gereğince çıkarılan haciz ihbarnamesi ile süresinde menfi tespit davası açmaması hâlinde ise zimmetinde sayılan borcu ödemeye zorlanacağı için usul ve yasaya aykırı haciz ihbarnamelerinin iptalini veya düzeltilmesini şikâyet yoluyla talep edebilir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; alacaklı vekili tarafından borçlu Bağlar İnşaat Taah. San. ve Tic. Ltd. Şti. aleyhine başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takibin kesinleşmesi üzerine alacaklı vekilinin talebiyle üçüncü kişi Gül-Keleşoğlu İnş. Turz. Petrol Ürün. Oto San. ve Dış Tic. A.Ş. İİK’nın 89. maddesinin 1. fıkrasına göre gönderilen 1. haciz ihbarnamesinde haczin neye ilişkin olduğu ve ne miktar için haciz edildiği kısmına “borçlunun, nezdinizde doğmuş ve doğacak bulunan her türlü hak ve alacaklarından borca yeteri ” ifadeleri yazılarak adı geçen üçüncü kişiye tebliğ edildiği, üçüncü kişinin 1. haciz ihbarnamesine itiraz etmediği, alacaklı vekilinin talebiyle üçüncü kişiye gönderilen 2. haciz ihbarnamesinde haczin neye ilişkin olduğu, hangi miktar için yapıldığı kısmına “470.000TL” yazılarak üçüncü kişiye tebliğ edildiği, üçüncü kişi Gül-Keleşoğlu İnş. Turz. Petrol Ürün. Oto San. ve Dış Tic. A.Ş.’nin yasal süresinde verdiği cevapta “… Dosya borçlusu Bağlar İnş. Taah. San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin müvekkil şirket Gül-Keleşoğlo İnş. Turz. Pet. Ürün. Otom. San. ve Dış Tic. A.Ş.’de birinci haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi olan 30.11.2012 tarihi itibariyle 391.595,74TL cari hesap alacağı ve ayrıca satış bedeli KDV hariç 462.500TL olan bir adet daire alacağı vardır. Borçlu şirketin daire alacağı, satış sözleşmesi uyarınca inşaatı tamamlanarak 30.12.2013 tarihinde teslim edilecektir. Bağlar İnş. Taah. San. ve Tic. Ltd. Şti nin müvekkil şirketteki alacakları için başka dosyalardan da haciz ihbarnameleri gelmiş ise de dosyanızdan gönderilen birinci haciz ihbarnamesinden önce tebliğ edilen olmamıştır. Borçlu Bağlar İnş. Taah. San. ve Tic. Ltd. Şti nin yukarıda belirtilen dışında başkaca bir alacağı olmadığını bildirir fazlaya ilişkin taleplere vekâleten itiraz ederim….” şeklinde beyanda bulunduğu, üçüncü kişi Gül-Keleşoğlo İnş. Turz. Pet. Ürün. Otom. San. ve Dış Tic. A.Ş.’nin 04.12.2013 tarihinde ticaret siciline tescil edilen bölünme kararı ile infisah ettiği, şirketin malvarlığının kurulu bulunan Günyüzü İnşaat Taahhüt ve Ticaret A.Ş.’ne ve Ar-ke İnşaat Tüketim Maddeleri Tic. A. Ş.’ne devredildiği, alacaklı vekilinin talebiyle Günyüzü İnşaat Taahhüt ve Ticaret A.Ş.’ne gönderilen 3. haciz ihbarnamesinde haczin neye ilişkin olduğu, hangi miktar için yapıldığı kısmına “borçlunun nezdinizde bulunan KDV hariç 462.500TL satış bedelli bir adet taşınmaz hak ve alacağının haciz ” ifadelerinin yazılarak tebliğ edildiği, üçüncü kişi Günyüzü İnşaat Taahhüt ve Ticaret A.Ş.’nin 3. haciz ihbarnamesinin iptali istemiyle şikâyet yoluyla icra mahkemesine başvurduğu görülmektedir.
Üçüncü kişi Gül-Keleşoğlo İnş. Turz. Pet. Ürün. Otom. San. ve Dış Tic. A.Ş. 2. haciz ihbarnamesine verdiği cevapta “ayrıca satış bedeli KDV hariç 462.500TL olan bir adet daire alacağı vardır” şeklinde beyanda bulunmuş olup, sözleşmeden kaynaklı olarak borçluya 462.500TL değerinde bir daire teslim borcu olduğunu kabul ettiği ancak 462.500TL para borcunun bulunduğuna ilişkin bir kabulün bulunmadığı için bu miktar para borcunun zimmetinde sayılması ve 3. haciz ihbarnamesi gönderilmesi mümkün değildir. Çünkü ikrar edilen borç para borcu olmayıp daire teslim borcudur. Daire teslim borcunun 462.500TL satış bedelli olduğunun bildirilmesi de borcun para borcu olduğu şeklinde yorumlanamaz.

Diğer taraftan İİK’nın 89. maddesi ve İcra ve İflas Kanunu Yönetmeliğinin 44. maddesinin atfıyla uygulanması gereken aynı Yönetmeliğin 42. maddesinin 2. fıkrasına aykırı olarak şikâyet konusu 3. haciz ihbarnamesinin haczin neye ilişkin olduğu, hangi miktar için yapıldığı kısmına 1. ve 2. haciz ihbarnamelerinden farklı olarak “borçlunun nezdinizde bulunan KDV hariç 462.500TL satış bedelli bir adet taşınmaz hak ve alacağının haczi” ifadeleri yazıldığından borcun üçüncü kişinin zimmetinde sayılmasına bu yönde de îmkan bulunmamaktadır.
Sonuç olarak; üçüncü kişinin kabul edip ödediği ve uyuşmazlık konusu olmayan 391.500,74TL dışında haciz ihbarnamesinde yazılı para alacağına itiraz edilmiş olup üçüncü kişinin zimmetinde sayılıp kesinleşen para alacağı bulunmamaktadır. Bu nedenle yasal şartları oluşmayan 3. haciz ihbarnamesi usulsüz olup iptaline karar verilmelidir. Alacaklı şartları var ise İİK’nın 120. maddesinin 2. fıkrasına göre borçlunun üçüncü kişiye karşı sahip olduğu dava takip yetkisini devralarak üçüncü kişiye karşı genel mahkemelerde dava açabilir.
Hâl böyle olunca Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Şikâyetçi üçüncü kişi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, istek hâlinde peşin temyiz harcının yatırana iadesine, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’na 5311 sayılı Kanun’un 29. maddesi ile eklenen geçici 7. maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken İİK’nın 366/III. maddesi uyarınca kararın tebliğden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 13.06.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.