27 Temmuz 2024

icraguncesi.com

İcra Hukukuna dair HERŞEY….

3. ŞAHIS MAAŞ HACZİNDEN DOLAYI BORÇLANDIRMADA,borçlunun 3. kişi yanında çalıştığı süre SSK’dan sorulup belirlenmeli,

T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi

ESAS NO : 2008/11478
KARAR NO : 2008/14638 Y A R G I T A Y İ L A M I

* * ** **** ***** ** *** **** * **** * *** ** Şikayet

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Borçlu … hakkında genel haciz yolu ile yürütülen icra takibi sırasında borçlunun şikayetçi 3. kişi yanında 21.5.2004 tarihinden beri sigortalı çalıştığını gerekçe gösteren alacaklının talebi üzerine İİK.nun 355-356 maddesine göre borçlunun 3. kişiden almakta olduğu maaşına haciz konulduğu haciz müzekkeresinin 1.6.2005 tarihinde davacı 3. kişiye tebliğ edildiği, itiraz edilmemesi üzerine muhtıra ile paranın istenildiği, muhtıra gereğinin yerine getirilmesi üzerine 3. kişi .’nın Finansbanktaki hesabına bloke konulduğu adı geçenin bu işleme karşı şikayetinin icra mahkemesince reddedildiği, görülmekte olan bu davada ise şikayetçinin, borçlunun kendi yanında çalıştığı sürenin 22 ay olması ve asgari ücretten ödeme yapılması nedeniyle haciz müzekkeresi ile bildirilen borcun tamamından sorumlu olmadığı yönündeki şikayeti ile icra mahkemesine başvurduğu görülmektedir. Borçlunun devam eden aylık maaşının haczi haciz müzekkeresi ile istenmiş olduğundan 89 haciz ihbarnamesinde öngörüldüğü gibi borcun tamamının itiraz etmeyen 3. şahsın zimmetinde sayılması mümkün değildir. Bu durumda itiraz edilmemek suretiyle kesinleşen maaş haczi miktarı 3. kişinin İİK.nun 356. maddesine göre sorumlu olduğu miktardır. Mahkemece bunun belirlenmesi için borçlunun 3. kişi yanında çalıştığı süre SSK’dan sorulup belirlenmeli haciz yazısındaki oran gözetilerek sorumlu olduğu miktar tespit edilmeli sonucuna göre bir karar verilmelidir. Aksine düşünce ile 3.şahsı borçluya ait tüm borçtan sorumlu kılacak şekilde karar verilmemesi isabetsizdir.
SONUÇ : Şikayetçi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 07.07.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.