Tasarrufun iptali davasında verilen ihtiyati haczi kararının kesin hacze dönüşme tarihi ?
“…tasarrufun iptali kararı ile davaya konu satış işlemi iptal edilmemiş olup geçerliliğini korumakta olduğu, sadece davayı açmış olan davacı için şahsi bir hak elde edildiği, tasarrufun iptali davasında 17.10.2012 tarihinde taşınmaz hakkında ihtiyati haciz kararı verilmiş olup, 24.09.2013 tarihinde davanın esası hakkında kabul yönünde karar verilmiş olmakla, 24.09.2013 tarihinde davacının alacağı kesin hacze dönüştüğü, davalının alacağı ise bundan daha önceki bir tarihe ait, 21.10.2010 tarihli birinci derece ipoteğe dayandığı, ipoteğin alacaklıya ayni hak tandığı, ayni hak ile şahsi hakkın karşılaştığı durumlarda ise ayni hakka üstünlük tanımak gerektiği, davaya konu sıra cetveli usül ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir…”
23. Hukuk Dairesi 2017/1554 E. , 2020/3528 K.
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 25. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın esastan reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekilli, dava dışı borçlu …Tekstil şirketi ve Kefili … tarafından kullanılan krediden kaynaklı borcun ödenmediğini, şirket hakkında iflasın ertelenmesi davasında verilen tedbir nedeni ile takip yapılamadığını, kefil hakkında takibe başlandığını, kefil adına kayıtlı taşınmazın muvazaalı olarak …Tekstil Şirketine devredildiğini, açılan tasarufun iptali davasında kabul kararı verilmesine rağmen sıra cetveline ve tasarufun iptali davasına konu taşınmazın satış bedelinin sıra cetvelinde ipotek alacaklısı olması nedeni ile davalıya verildiğini, kalan bedelin davacıya ödenmesine karar verildiğini, kararın hatalı olduğunu, davalı bankanın ancak alacağının ½ si oranında hak sahibi olabileceğini ileri sürerek 561.169,01 TL tutarın öncelikle davacıya kalan bedelin ise davalıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; tsarrufun iptali kararı ile davaya konu satış işlemi iptal edilmemiş olup geçerliliğini korumakta olduğu, sadece davayı açmış olan davacı için şahsi bir hak elde edildiği, tasarrufun iptali davasında 17.10.2012 tarihinde taşınmaz hakkında ihtiyati haciz kararı verilmiş olup, 24.09.2013 tarihinde davanın esası hakkında kabul yönünde karar verilmiş olmakla, 24.09.2013 tarihinde davacının alacağı kesin hacze dönüştüğü, davalının alacağı ise bundan daha önceki bir tarihe ait, 21.10.2010 tarihli birinci derece ipoteğe dayandığı, ipoteğin alacaklıya ayni hak tandığı, ayni hak ile şahsi hakkın karşılaştığı durumlarda ise ayni hakka üstünlük tanımak gerektiği, davaya konu sıra cetveli usül ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesi kararına karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi tarafından davalının alacağının ayni hak niteliğinde olan ve 21.10.2010 tarihli birinci derece ipoteğe dayandığı, ayni hak ile şahsi hakkın karşılaştığı durumlarda ise ayni hakka üstünlük tanımak gerektiği yönündeki ilk derece mahkemesinin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi kararına ilişkin davacı vekilinin tüm temyiz sebeplerinin reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğininde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 10.11.2020 tarihinde kesin olarak oy birliği ile karar verildi.