27 Temmuz 2024

icraguncesi.com

İcra Hukukuna dair HERŞEY….

SATIŞIN ULUSAL GAZETEDE İLAN ZORUNLULUĞU

12. Hukuk Dairesi         2016/14452 E.  ,  2016/15924 K.

Satışı yapılan taşınmazın özellikleri dikkate alındığında, her yöreden alıcısı çıkabilecek otel, fabrika veya benzeri nitelikte bir mal olmadığı, değeri itibariyle de ulusal bir gazetede ilanın zorunlu olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, mahkemece, Dairemizin içtihatlarına uygun olarak verilmiş satış memurluğu kararının aksine, satış kararında ulusal veya yerel gazete olduğu belirlenmeden yerel gazetede ilan yapıldığı gerekçesi ile ihalenin feshine karar verilmesi doğru görülmemiştir.

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Borçlunun icra mahkemesine başvurusunda satış ilanı tebliğ işleminin usulsüz olduğunu, kıymet takdir raporunun kendisine ve diğer ilgililere tebliğ edilmediğini ve satış ilanın tirajı yüksek bir gazetede yapılmadığını belirterek ihalenin feshini istediği, mahkemece satış ilanında taşınmaz satışının Kdv’den muaf olduğu bildirilmesine rağmen, satış şartnamesinde alıcının KDV’den sorumlu olduğunun yazıldığı, satış kararında ilanın yapılacağı gazetenin ulusal veya yerel gazete olduğu belirlenmeden yerel gazetede ilan yapıldığı ve satış ilanının ilgililere tebliğine karar verilmesine rağmen diğer takyidat alacaklılarına satış ilanı tebliğ edilmediği gerekçeleri ile ihalenin feshine karar verildiği görülmüştür.
a) Mahkemenin KDV muafiyetinin şatış şartnamesinde gösterilmediğine ilişkin gerekçesine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Satışa hazırlık işlemlerinden kaynaklanan nedenlerle ihalenin feshi isteminde bulunulabilmesi için usulsüz olduğu ileri sürülen hususun ihaleden önce şikayetçi tarafından öğrenilmemiş olması, öğrenilmiş ise İİK’nun 16/1.maddesinde öngörülen yasal yedi günlük sürede icra mahkemesi nezdinde şikayet konusu yapılmış olması gerekir. Şikayetçi, fesih nedeni olarak ileri sürdüğü ihaleye hazırlık dönemine ilişkin bir durumu yasal sürede icra mahkemesine şikayet yoluyla ileri sürmez ise daha sonra aynı nedene dayalı olarak ihalenin feshini isteyemez. Satışa hazırlık işlemlerine yönelik şikayet üzerine mahkemece verilecek kararlar kesin olmakla beraber, süresinde şikayet hakkının kullanıldığı hallerde icra mahkemesi kararının, ihalenin feshi aşamasında incelenmesi mümkündür. Ancak, yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanlar, aynı şikayet nedenleri ile ihalenin feshini talep edemezler.
Önemle vurgulamakta yarar var ki, öğrenme açısından aslolan şikayetçiye bir tebligat yapılması olup, tebligat bulunmaması halinde öğrenme tarihi ancak yazılı belge ile ispatlanabilir.
Şikayetçiye satışa hazırlık işlemi ile ilgili olarak herhangi bir tebligat yapılmadığı gibi bu konuda yazılı bir belge de bulunmuyor ise İİK’nun 134/2. maddesi uyarınca ihale yapıldığı ana kadar gerçekleşen işlemlerdeki yolsuzlukları en geç ihale günü öğrendiğinin kabulü gerekeceğinden, ihale tarihinden itibaren yedi günlük sürede ihalenin feshini isteyebilir.
Somut olayda satış ilanının şikayetçi borçluya bizzat 27.11.2015 tarihinde tebliğ edildiği görülmektedir.
KDV muafiyetinin satış şartnamesinde gösterilmemesi, satış öncesi döneme ilişkin bir şikayet olup, satış ilanı tebliğ edildiği halde süresinde şikayet edilmeyen satış öncesi işlemler kesinleştiğinden, artık bu hususa dayalı olarak ihalenin feshi istenemez.
Ayrıca; KDV muafiyetinin satış şartnamesinde gösterilmemesi hususu borçlu tarafından açıkça ileri sürülmediği ve ihalenin feshi yargılamasında mahkemece re’sen bakılacak hususlardan olmadığı halde mahkemece bu hususun fesih nedeni olarak kabul edilmesi de doğru görülmemiştir.
b) Mahkemenin satış ilanının diğer takyidat alacaklılarına tebliğ edilmediğine ilişkin gerekçesine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
İİK’nun 127. maddesi gereğince, taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği taşınmaz hissedarlarına tebliğ edilmelidir. Bu işlemin yapılmamış veya usulsüz yapılmış olması başlı başına ihalenin feshini gerektirir.
İhalenin feshini isteyen şikayetçiye satış ilanı 27.11.2015 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir. Şikayetçi, satış ilanının tebliğ işleminin usulüne uygun olmadığından bahisle ihalenin feshini talep etmiş mahkemece diğer takyidat alacaklılarına satış ilanının tebliğ edilmediği gerekçesi ile ihalenin feshine karar vermiştir. Oysa satış ilanı tebligatının usulsüzlüğü nedeniyle ihalenin feshini istemek hakkı sadece kendisine tebligat yapılmayan ilgilisine şikayet hakkı verir. ihalenin feshini isteyen şikayetçi, kendisi dışındaki diğer hissedarlara satış ilanının tebliğ edilmediği hususunu ileri süremez.
Bu durumda, diğer takyidat alacaklılarına satış ilanı tebliğ edilmediği gerekçesi ile ihalenin feshine karar verilmesi isabetsizdir.
c) Mahkemenin, satış kararında ulusal veya yerel gazete olduğu belirlenmeden yerel gazetede ilan yapıldığına ilişkin gerekçesine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
İİK’nun 126. maddesi taşınmaz ihalelerinde artırma ilanının ne şekilde yapılacağını düzenlemiştir. Anılan maddede, ilanın satıştan en az bir ay önce yapılacağı açıklanmıştır. Dairemizce de bu kural sapma göstermeksizin uygulanmaktadır. Açıklanan maddenin son fıkrası göndermesi ile taşınmaz ihalelerinde de uygulanması zorunlu olan İİK’nun 114. maddesinde; “Satış açık artırma ile yapılır. Birinci ve ikinci artırmanın yapılacağı yer, gün ve saat daha önceden ilan edilir. İlanın şekli, artırmanın tarzı, yer ve günü ve gazete ile yapılıp yapılmayacağı icra memurunca alakadarların menfaatlerine en muvafık geleni nazarı dikkate alınarak tayin olunur” hükmü yer almaktadır.
Görüldüğü üzere, her ihalenin gazetede ilan zorunluluğu bulunmayıp, satış memurluğuna, her iki tarafın menfaati gözetilmek koşulu ile bu konuda takdir yetkisi tanınmıştır. Satış memurluğunun 28.10.2015 tarihli satış kararında da, satışa çıkarılacak taşınmazın ilanının bir gazetede yayınlattırılmak suretiyle yapılmasına karar verilmiş, bu doğrultuda yerel gazetede ilan yapılmıştır.
Satışı yapılan taşınmazın özellikleri dikkate alındığında, her yöreden alıcısı çıkabilecek otel, fabrika veya benzeri nitelikte bir mal olmadığı, değeri itibariyle de ulusal bir gazetede ilanın zorunlu olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, mahkemece, Dairemizin içtihatlarına uygun olarak verilmiş satış memurluğu kararının aksine, satış kararında ulusal veya yerel gazete olduğu belirlenmeden yerel gazetede ilan yapıldığı gerekçesi ile ihalenin feshine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Mahkemece, borçlunun diğer ihalenin fesih sebepleri yerinde görülmediğine göre, ihalenin feshi istemine dair şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan yazılı gerekçe ile kabulü isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06.06.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.