Tebligat Kanunu’na Göre Adres Yetersizliği Durumunda Red Kararı
Alacaklı vekilinin dilekçesi dosyamıza gelmekle okundu.
Dilekçe ve dosya incelendi ;
Borçluya Tebligat Kanunun 21/2. Maddesi gereği tebligat gönderilmesini talep ettiği anlaşıldı.
Adres yetersizliği nedeni ile tebligatların iade edildiği anlaşıldı.
YHGK nun 2015/12-3091 esas sayılı kararlarında “Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğinin “Bilinen adrese tebligat başlıklı” 16/2. maddesinde; “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır”, “Tebligat Kanunu’nun 10. maddesine eklenen ikinci fıkrasında gerçek kişilere yapılacak tebligatla ilgili olarak iki aşamalı bir yol benimsenmiştir. Muhatabın adresi tebligat yapılmasını isteyen kişi tarafından bildirilecek ve normal tebligat çıkarılacaktır. Bildirilen adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi veya başka bir adresi olması arasında fark bulunmamaktadır. Bildirilen adrese çıkarılan tebligatın bilâ tebliğ iade edilmesi halinde, muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre çıkarılacaktır…..” şeklinde karar verildiğinden,
12. Hukuk Dairesi 2020/6523 E. , 2021/3220 K.
“….Somut olayda, takibin dayanağı olarak gösterilen düzenleme şeklindeki tahliye taahhütnamesinde ve örnek 14 nolu tahliye emrinde gösterilen, ayrıca alacaklının ilk olarak mernis adresine gönderilen tebligatın bila tebliğ iade edilmesi üzerine tahliyesi istenen yere tebligat yapılması talebinde icra müdürlüğüne bildirdiği dolayısıyla bilinen son adres olarak kabulü gereken “… …” adresi doğru ve eksiksiz şekilde yazılmaksızın, sadece …” şeklinde belirtilmek suretiyle tahliye emrinin tebliğe çıkarıldığı ve “Adres yetersiz” şerhi ile iade edildiği, bunun üzerine alacaklı vekilinin talebi ile borçlunun adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine Tebligat Kanununun 21/2. maddesi gereğince tahliye emri tebliğ edildiği görülmektedir.
Yukarıda açıklandığı üzere, öncelikle borçlunun bilinen en son adresine usulüne uygun tebligat çıkarılması zorunlu olup, takibin dayanağı olan tahliye taahhütnamesinde ve örnek 14 nolu tahliye emrinde gösterilen, ayrıca alacaklının icra müdürlüğüne bildirdiği ve bilinen son adres olarak kabulü gereken adres doğru ve eksiksiz yazılmaksızın tebligat çıkarılması ve adres yetersizliği nedeniyle tebliğ edilememesi durumunda, Tebligat Kanununun 10. maddesi gereğince bilinen son adrese tebligat çıkarılması kuralının yerine getirildiğinden söz edilemez.
O halde, Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi uyarınca, borçlunun hakkındaki takibi öğrendiğini beyan ettiği tarihten daha önce öğrendiği hususu alacaklı tarafından yazılı delille ispat edilemediğine göre, tebliğ tarihinin borçlunun beyan ettiği öğrenme tarihi esas alınarak düzeltilmesine ilişkin İlk Derece Mahkemesi kararı yerinde olup, Bölge Adliye Mahkemesince, alacaklının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz bulunmuş ve bozulması gerekmiştir….” şeklinde karar verildiğinden,
Aşağıdaki şekli ile karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varıldı.
Karar :
Talebin bu aşamada reddine, MERNİS adresine talep edilmesi halinde öncelikle normal tebligat gönderilmesine,
İİK.’nun 16. Maddesi gereği İcra Hukuk Mahkemesi Hakimliğine şikayet edilebileceğinin ihtarı ile karar verildi.