VARLIK YÖNETİM ŞİRKETLERİ ALACAĞA MAHSUBEN SATIŞTA KDV
12. Hukuk Dairesi 2014/11762 E. , 2014/14154 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ : Burdur İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 21/03/2012
NUMARASI : 2012/8-2012/50
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki taraflarca istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Rehinli taşınırı alacağa mahsuben satın alan ihale alıcısı … V.. Yönetim A.Ş. söz konusu satış nedeniyle kendilerinden KDV ve Damga vergisi alınamayacağını belirterek aksi yöndeki müdürlük işleminin iptaline alınan vergilerin iadesine karar verilmesini talep etmiş olup, mahkemece şikayetin kabulüne karar verilmesinden sonra söz konusu kararın Dairemizin ilamı ile bozulması üzerine bozma ilamına uyularak Vergi Mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle yargı yolu sebebiyle şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Her ne kadar Dairemizin önceki içtihatlarında, icra müdürlüğünce KDV ve damga vergisinin tarh ve tahakkuk işlemleri, anılan vergilerin mükellefi sıfatı ile yapılmakta olduğundan, bu işlemlerden doğan ihtilafların çözüm yerinin vergi mahkemeleri olduğu belirtilmiş ise de; Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün 11.03.2013 tarih ve 2012/182 Esas, 2013/321 Karar sayılı ilamında özetle; KDV’ye ilişkin şikayetin, icra müdürlüğünün tesis ettiği bir işlemden kaynaklandığı, mahkemece incelemenin, icra dosyasından yapılarak anılan işlemin kanuna uygun olup olmadığı hususunda karar verileceği belirtilmek suretiyle uyuşmazlığın adli yargılanmanın bir parçasını oluşturduğundan adli yargı yerince çözümlenmesi gerektiği belirtilmiştir. Buna göre, KDV’ye ilişkin işlemin kaynağı icra müdürlüğünün tesis etmiş olduğu karara ilişkin olduğundan, işlemin yasaya uyarlılığının, şikayet yoluyla, icra mahkemelerinin denetiminde olduğunun kabulü gerekir.
3065 Sayılı KDV Kanunu’nun 17/4-l maddesine göre; “30/01/2002 tarihli ve 4743 Sayılı Kanun hükümlerine göre kurulan varlık yönetim şirketlerinin bankalar, özel finans kurumları ve diğer mali kurumlardan devraldığı alacakların tahsili amacıyla bu alacakların teminatını oluşturan mal ve hakların (müzayede mahallinde satışı dahil) teslimi ile aynı kanuna göre finansal yeniden yapılandırma çerçeve anlaşmaları hükümleri kapsamında yeniden yapılandırılan borçların ödenmemesi nedeniyle bu borçların teminatını oluşturan mal ve hakların (müzayede mahallinde satışı dahil) teslimi,” KDV’den istisnadır.
5411 Sayılı Kanun’un 143/5.fıkrasında; “Bu Kanun kapsamında kurulan varlık yönetim şirketleri ile 4743 sayılı Malî Sektöre Olan Borçların Yeniden Yapılandırılması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun bu Kanunla yürürlükten kaldırılan 3 üncü maddesinin yedinci fıkrası uyarınca Kurulun çıkarmış olduğu yönetmelik kapsamında kurulan varlık yönetim şirketlerinin yaptıkları işlemler ve bununla ilgili olarak düzenlenen
kâğıtlar, kuruluş işlemleri de dâhil olmak üzere kuruldukları takvim yılı ve bunu izleyen beş yıl süresince 488 Sayılı Damga Vergisi Kanununa göre ödenecek damga vergisinden, 492 Sayılı Harçlar Kanununa göre ödenecek harçlardan, her ne nam altında olursa olsun tahsil edilecek tutarlar 6802 Sayılı Gider Vergileri Kanunu gereği ödenecek banka ve sigorta muameleleri vergisinden, kaynak kullanımını destekleme fonuna yapılacak kesintilerden ve 4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanunun 39 uncu maddesi hükmünden istisnadır” düzenlemesi yer almaktadır.
Somut olayda, temlik alacaklısı .. V.. Yönetim A.Ş.’nin ticaret siciline tescil tarihinin 01.02.2008 tarihi olduğu rehinli taşınırın 5 yıllık süre dolmadan 13.08.2010 tarihinde alacağa mahsuben ihale edildiği ve B.. M..nün 24.08.2010 tarih ve 2010/759 Tal. Sayılı yazısından anlaşıldığı üzere ihalenin kesinleştiği, görülmektedir. Bu durumda söz konusu satış işlemi 3065 Sayılı KDV Kanunu’nun 17/4-l maddesi ve 5411 Sayılı Kanun’un 143/5. maddesi gereğince KDV ve Damga Vergisinden istisnadır.
O halde mahkemece şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle reddine karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre B.. D..’nın temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13/05/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.