KISA KARARIN İNFAZA KABİLİYETİ
İcra Mahkemesinin 2018/88 sayılı kararı halihazırda kısa karar olduğu, kararın infazı için HMK’nun 297. Maddesinde belirtilen şartları taşımadığı Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 2014/31353 esas sayılı ve birçok yerleşik yargıtay
Borçlu vekilinin dilekçesi dosyamıza gelmekle okundu.
“1.Müvekkil şirket ve yetkilisi …………….. aleyhine icra dairenizden İcra Müdürlüğünün 2018/13081 esas numarasıyla icra takibi başlatılmıştır.
2.Müvekkiller hakkında başlatılan haksız takibe karşı İcra Hukuk Mahkemesinin 2018/88 E. sayılı dosyası ile dava açarak yetki ve imza itirazında bulunduk.
3.07/03/2019 tarihinde yapılan duruşmada yetkisizlik kararı verilerek icra dosyasının yetkili olan Ankara İcra Dairelerine gönderilmesi yönünde karar verilmiştir. Duruşma Zaptını ve kısa kararı ek te sunuyoruz.
4.Alacaklı taraf daha önce ihtiyati haciz kararından vazgeçerek teminat iadesi almıştır (Uyap üzerinden kontrol edildiğinde alacaklı vekiline teminat iadesi yapılmış olduğu ve kesinleşmemesinden dolayı alacaklının ihtiyati haciz talebinden vazgeçtiği düşünülmüştür).
5.Tüm bu açıklamalar gereği müvekkiller aleyhinde başlatılan haksız takipten dolayı; yapılan tüm işlemlerin iptal edilmesi, hacizlerin kaldırılması ve fek müzekkerelerinin yazılması amacıyla iş bu dilekçeyi yazma gereği hasıl olmuştur.” şeklinde talepte bulunduğu,
Alacaklı vekilinin “Dosyamız borçluları vekilince hacizlerin kaldırılması istemli bir dilekçe sunulmuş ise de, dilekçede yer alan talepler yersizdir ve reddi gerekir. Şöyle ki:
İcra Hukuk Mahkemesi tarafından verilen “kısa karar” mahiyeti ve miktarı itibarı ile istinafa tabidir ve biz bu kararın yanlış olduğunu düşünüyoruz, kararı istinaf edeceğiz. Yani kesin bir karar şimdilik mevcut değildir.
Bunun dışında, gerekçeli karar yazılmış değildir. Kısa kararla herhangi bir işlem tesisinin mümkün olmayacağı izahtan varestedir.
Dosyamızda ihtiyati hacze itiraz olmamakla, ihtiyati haciz kesinleşmiştir. Ayrıca tüm borçlulara tebligat yapılarak takip kesinleşmiş ve ihtiyati haciz teminatı bu şekilde iade alınmıştır. İhtiyati hacizden vazgeçmemiz söz konusu olmadığı gibi takip de kesinleşmiştir.
Yukarıda izah ettiğimiz nedenlerle borçlu vekilinin yersiz taleplerinin reddine karar verilmesini” talep ettği anlaşıldı.
Dosya incelendi ;
İcra Mahkemesinin 2018/88 sayılı kararı halihazırda kısa karar olduğu, kararın infazı için HMK’nun 297. Maddesinde belirtilen şartları taşımadığı Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 2014/31353 esas sayılı ve birçok yerleşik yargıtay kararı aynı yönde olduğundan,
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 2013/32657 esas sayılı kararları “Borçluların kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte süresinde imzaya ve borca itiraz etmesi takibin kesinleşmesine ve hacze engel değildir. Bu sebeple asıl icra takibine başlanmış olduğundan yapılan hacizler artık ihtiyati haciz değil kesin haciz niteliğindedir. İhtiyati haciz kararının yetkisizlik sebebiyle kaldırılması kesin hacizlerin kaldırılması sonucunu doğurmaz. Bu sebeple İcra Müdürlüğü’nün borçluların hacizlerin kaldırılması talebini reddine dair işlemi yasaya ve usule uygundur.” şeklinde düzenlendiğinden ve İİK’nun 169. maddesi uyarınca borca itiraz ve 170. maddesi uyarınca imzaya itiraz satıştan başka icra takip işlemlerini durdurmayacağından,
Hali hazırda yetkisizlik kararı kesinleşmediğinden veya alacaklı tarafça yetkisizlik kararı nedeni ile dosyanın gönderilmesi talep edilmediğinden,
Aşağıdaki şekli ile karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varıldı.
Karar :
- Borçlunun talebinin reddine ilgili kurumlara İİK.’nun 59. Maddesi gereği varsa masrafların ödenmesi halinde müzekkere yazılması ve tebliğe çıkarılmasına,
- İİK.’nun 16. Maddesi gereği İcra Hukuk Mahkemesi Hakimliğine şikayet edilebilceğinin ihtarı ile karar verildi