TAHLİYE SURETİ İLE MÜDAHALENİN MENİ KARARI
Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 2011/11131 Esas ve 2011/28587 Karar , Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 2011/16161 Esas ve 2012/2612 Karar ve bir çok yerleşik yargıtay içtihatlarında “HUMK’nun 443/4.maddesi gereğince gayrimenkule ve buna ilişkin ayni haklara dair hükümler kesinleşmedikçe icra edilemez. Bu nedenle aynı ilamda yazılı eklentilerin de infazının istenebilmesi için ilamın kesinleşmesi zorunludur. Buna karşılık, gayrimenkulün aynına ilişkin olmayan (gayrimenkul üzerindeki kişisel haklara ilişkin olan) ilamların icraya konulabilmesi için bunların kesinleşmelerine gerek yoktur. Yani, bu ilamlar kesinleşmeden icraya konulabilir (Prof.Dr.Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku) Somut olayda, asıl davada, taşınmazın alacaklı tarafından daha önce borçluya kiraya verildiği, kira sözleşmesinin varlığını devam ettirmesine rağmen, alacaklı tarafından akde aykırı olarak, kiralanan bir kısım yerleri ve ağaçları kaldırarak kiralanana müdahale ettiği gerekçesi ile davalının müdahalesinin men’ine hükmedilmesi talep edilmiş olup, taşınmazın aynı ihtilaflı olmadığından, bir diğer ifadeyle taraflar arasında mülkiyet uyuşmazlığı bulunmadığından ilamın infazı için kesinleşmesi gerekmez.
Alacaklı vekilinin “Dosya borçlusunun ………..Mah. ……………. Cad. No:125 İç Kapı No:1 ………./……… adresinde kain taşınmazdan tahliyesini, gerektiğinde çilingirden yardım alınmak sureti ile kilidinin değiştirilerek taşınmazın borçluya teslimini” talep ettiği anlaşıldı.
Talep ve dosya incelendi;
Takibe konu ……….. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/…… Esas ve 2020/……Karar Nolu kararlarının gerekçe kısmının 2. Bendi “Davalı Ayşe savunma ve dayanaklarında özetle: Dava konusu taşınmazın boşanma davası açtığı diğer davalı eşi İbrahim adına kayıtlı iken muvazaalı olarak eşi İbrahim’in arkadaşı Hasan Hüseyin’e, ondan da yine muvazaalı olarak davacıya devredildiğini, bu taşınmazla ilgili …………. Aile Mahkemesinin 2012/545 esasından tapu iptal ve tescil davası açtığını belirterek davanın reddini savunduğu; dayanaklarının tapu kayıtları ve tanık olduğu anlaşılmıştır. ” şeklinde düzenlenmiş olduğu,
Dolayısı ile burada taşınmazın aynına ilişkin yani mülkiyet uyuşmazlığına bir iddianın olduğu,
Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 2011/11131 Esas ve 2011/28587 Karar , Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 2011/16161 Esas ve 2012/2612 Karar ve bir çok yerleşik yargıtay içtihatlarında “HUMK’nun 443/4.maddesi gereğince gayrimenkule ve buna ilişkin ayni haklara dair hükümler kesinleşmedikçe icra edilemez. Bu nedenle aynı ilamda yazılı eklentilerin de infazının istenebilmesi için ilamın kesinleşmesi zorunludur. Buna karşılık, gayrimenkulün aynına ilişkin olmayan (gayrimenkul üzerindeki kişisel haklara ilişkin olan) ilamların icraya konulabilmesi için bunların kesinleşmelerine gerek yoktur. Yani, bu ilamlar kesinleşmeden icraya konulabilir (Prof.Dr.Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku) Somut olayda, asıl davada, taşınmazın alacaklı tarafından daha önce borçluya kiraya verildiği, kira sözleşmesinin varlığını devam ettirmesine rağmen, alacaklı tarafından akde aykırı olarak, kiralanan bir kısım yerleri ve ağaçları kaldırarak kiralanana müdahale ettiği gerekçesi ile davalının müdahalesinin men’ine hükmedilmesi talep edilmiş olup, taşınmazın aynı ihtilaflı olmadığından, bir diğer ifadeyle taraflar arasında mülkiyet uyuşmazlığı bulunmadığından ilamın infazı için kesinleşmesi gerekmez.” şeklinde karar verildiğinden,
İlgili mahkeme kararında her ne kadar şahsi hak yönünde tespit yapılmış ise de uyuşmazlığın temeli ayni haklara ilişkin olduğu gibi hali hazırda tapu iptal ve tescil davası olduğundan da bahsedilmekle taraflar arasında mülkiyet uyuşmazlığı bulunduğundan, anılan yüksek yargı içtihatlarında uyuşmazlıkların temeli mülkiyet uyuşmazlığına dayanıyor ise tahliye sureti ile müdahalenin meni kararlarının kesinleşmesi gerektiği yönünde karar verildiğinden,
Takibe konu mahkeme kararının hüküm kısmında “Dair gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verilecek bir dilekçe ile ……… Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi, gerekçesi kısaca tefhim edildi” şeklinde karar verilmekle halihazırda kararın tebliğ edilmediği gibi,
Kesinleşme şerhinin de dosyada mevcut olmadığı anlaşıldığından,
Aşağıdaki şekli ile karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varıldı.
Karar :
Takibe konu mahkeme kararının kesinleşme şerhinin sunulması halinde talebin kabulüne,
İİK.’nun 16. Maddesi gereği İcra Hukuk Mahkemesi Hakimliğine şikayet edilebilceğinin ihtarı ile karar verildi.