22 Aralık 2024

icraguncesi.com

İcra Hukukuna dair HERŞEY….

alitat

Eğitim Fakültesi ve Hukuk Fakültesi Mezunudur. Avukat ve arabulucudur. 20 yıllık İcra Müdürlüğü tecrübesi bulunmaktadır. İcra - İflas alanında Yüksek yargı içtihatlarının değer verdiği akademik doğrultusunda araştırma - uygulama üzerine çalışmalar yapmaktadır. Mevzuat ve Yüksek Yargı İçtihadı temelli araştırmaları icra müdürlüklerinde somut olayların çözümünde kullanılmaktadır. Halen İcra Müdürlüğünde aktif görevi devam etmektedir. Yazdığı kararlar ve makaleler İcraguncesi.com sitesi, İcraguncesi.com facebook grubu, icraguncesi.com telegram grubu ve diğer sosyal medyalarda yayınlanmakta, Avukatlar ve İcra Müdürlüğü personelleri faydasına sunulmaktadır.

ipotekli taşınmaz maliklerine icra emri gönderilebilmesi için, alacaklı tarafından, kredi sözleşmesinde yazılı ya da ipotek akit tablosunda belirtilen adreslerine, noter aracılığı ile hesap kat ihtarının gönderilmesi gerekir. Bu husus kamu düzeninden ve ilamlı takip yapma şartı olup, İİK’nun 16/2. maddesi gereğince süresiz şikayete tâbidir

Taraflar arasındaki kredi sözleşmesi Tebligat Kanun’nun 35/son maddesinde belirtilen nitelikte bir sözleşme olmadığından ödeme emri tebligatının tebliğ edilemeden gelmesi üzerine TK’nun 35/son maddesine göre tebliğ yapılmasına karar verilemez.

Tebliğ ile birlikte İİK.’nun 36. Maddesi gereği borçlu tarafın istinaf kararına karşı temyiz yolunda tehir-i icra hakkını kullanabileceğinden, ilgili mahkeme kararında da kararın tebliğine karar verildiğinden mahkeme kararının bu hükmünün uygulanıp uygulanmadığı belirlenemediğinden,

İİK’nun 128/a-2. maddesi gereğince, kesinleşen kıymet takdirinin yapıldığı tarihten itibaren iki yıl geçmedikçe yeniden kıymet takdiri istenemez. Ancak, doğal afetler ve imar durumu gibi çok önemli değişiklikler meydana getiren benzer hallerde yeniden kıymet takdiri istenebilir.

“Satıcı, semen alacağı için alıcı aleyhine icra takibi yapabilir. Satıcı, mücerret bu icra takibi ile mülkiyetin saklı tutulmasından feragat etmiş sayılmaz. Buna karşılık, satıcı mülkiyetin saklı tutulması kaydı ile devrettiği malı haczettirse, bununla mülkiyetin saklı tutulmasından feragat etmiş sayılır. Böylece haczedilen mal satılır; fakat , alıcının şimdiye kadar ödediği taksit alacakları için olan hapis hakkı satışa ve paraların paylaştırılmasında nazara alınır. Satıcının bu suretle kendi malı üzerine koydurduğu hacze, alıcının diğer alacaklıları iştirak(m.100,101) edebilir.” Bkz.Kuru,Arslan,Yılmaz 26. Baskı İcra ve İflas Hukuku Ders Kitabı Sayfa 302-303

Haciz tutanağına göre haciz mahallinde borçlunun hazır olduğu anlaşıldı.
Tutulan haciz tutanağı, ekleri ve dosyamız incelendiğinde İİK.’nun 96. Ve 97. Maddeleri gereği işlem yapılması gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak;

İİK.’nun 128/3. Maddesi ” (Değişik cümle:12/02/2004-5092 S.K./2.mad) 1 Kesinleşen kıymet takdirinin yapıldığı tarihten itibaren iki yıl geçmedikçe yeniden kıymet takdiri istenemez. Ancak, doğal afetler ve imar durumundaki çok önemli değişiklikler meydana getiren benzer hallerde yeniden kıymet takdiri istenebilir

2004 sayılı İİK’nın 101. maddesi uyarınca hacze takipsiz iştirak koşullarını taşıyan şikayetçinin İİK’nın 206/4-C maddesi uyarınca, son bir yıl içinde tahakkuk etmiş olan nafaka alacağı rüçhanlı olacağından (İİK m. 140/3) şikayetçinin nafaka alacağına münhasır olmak üzere iştirak edilen alacağın haciz tarihinden geriye 1 yıllık kısmının (davada geçen süre hariç) rüçhanlı olacağı